20. Hukuk Dairesi 2015/175 E. , 2015/654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tapuda Hazine ile ... adına kayıtlı ve bayanlar hanesinde 2/B niteliğiyle Hazine adına ... sınırları dışına çıkarıldığı, ...kullanımında olduğu yazılı ... Köyü 945 parsel sayılı 11951,91 m² yüzölçümündeki taşınmazın, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan güncelleme kadastrosunda 236 ada 1 parsel ve 11952,07 m² yüzölçümüyle düzeltmenin yapıldığı, ancak, yapılan güncelleme ile müvekkilinin zilyetliğinde bulunan ve hakkında tescil davası açılan taşınmaza tecavüz edildiği iddiasıyla güncelleme işleminin iptaliyle zemindeki sınıra uygun hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açtığı davanın kabulüne, ... Köyü 236 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 22/2-a tutanağına ilişkin 24/12/2013 tarihli teknik bilirkişilerin rapor eki ölçü krokisinde (F) harfi ile gösterilen 1821,94 m²"lik kısım ile 168,51 m²"lik miktarlık patika yolun taşınmazın toplam miktarından düşülmesine, böylece: ... Köyü 236 ada 1 numaralı parselin uygulama tutanağının (11952.07, 1821,94 ve 168,51)= 9961,62 m² olarak düzeltilmesine, ayrıca, rapor eki krokide (F) harfi ile gösterilen 1821,94 m²"lik alanın ve yol olarak kullanıldığı tespit edilen 168,51 m²"lik alanın devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan tapulama harici alanda bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 05.07.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen ... kadastrosu ile 1992 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Çekişmeli 945 parsel sayılı 9583 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1996 yılında yapılan kadastro sırasında 2/B niteliyle ... sınırları dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle kullanıcısı ...ve ... olduğu beyanlar hanesine yazılarak tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. 1999 yılında Yaşar kendi kullanımında olan taşınmaz bölümünü satın alarak çekişmeli taşınmazda 4860/9583 pay sahibi olmuştur.
2009 yılında ... Köyünde 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanuna ile eklenen ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazın 9583 m² olan yüzölçümü 11951,91 m² olarak düzeltilmiş, işlemin kesinleşmesi ile tapu sicilinde gerekli düzeltmeler yapılmıştır.
2012 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda 945 parsel sayılı 11951,91 m² yüzölçümündeki taşınmaza 236 ada 1 parsel numarası verilmek ve yüzölçümü 11951,91 m² olarak düzeltilmek suretiyle tespit edilerek 29/01/2013 ilâ 29/02/2013 tarihleri arasında askı iânı yapılmış, davacı çekişmeli taşınmaz sınırında uzun zamandır kullanımında bulunan ve hakkında tescil davası açtığı taşınmazın sınırlarının daraltıldığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece yapılan uygulama kadastrosunun kanun ve yönetmeliklere aykırı yapıldığı gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak ... ve fen bilirkişiler raporunda ... tahdit hattı uygulanmak suretiyle rapor düzenlenmiş ise de (F) harfiyle işaretli bölüm ile yol olarak gösterilen bölümün çekişmeli taşınmazın 1996 yılında oluşan ilk çapı içerisinde kalıp kalmadığı açıklanmamış olması nedeniyle hükme yeterli değildir.
Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, ... tahdidine ilişkin tutanak ve haritalar, 3402 sayılı Kanunun ek-4 maddesine göre yapılan düzeltme işlemine ilişkin harita ve tutanaklar varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplandıktan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler taraf tanıkları ve ... ve harita mühendisi ile fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu ile ... kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapıların bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişi raporunda, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak tespit edilip edilmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlar ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı; ayrıca birincisi, ortofoto üzerinde tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama ve ... tahdit haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve üçüncüsü ise tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az üç adet harita düzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, doğru sınırları gösterir harita tanzim edilmesi istenmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapılıp, uyuşmazlığın uygulamadan mı mülkiyete ilişkin itirazdan mı kaynaklandığı belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usûl ve kanuna aykırı hükmün BOZULMASINA 17/02/2015 günü oy birliği ile karar verildi.