3. Hukuk Dairesi 2020/5533 E. , 2021/7188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının dairesinde malzemeli dekorasyon uygulaması hizmetinde bulunduğunu, bu amaçla 3.kişilerden alınan hizmetler ve mallar karşılığı olarak ödenen bedeller ile verilen hizmetin karşılığı olarak 08/05/2013 tarihli ve 46.398 TL bedelli faturayı kesip davalıya gönderdiğini, ayrıca her bir ürün için ayrı ayrı projelendirme yaptıklarını, ancak ödeme yapılmadığını, faturanın tahsili için yapılan takibe de davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafından hiçbir şekilde malzemeli dekorasyon hizmeti verilmediğini, davacının sunduğu faturalar ve çizimlerin dekorasyon yaptırdığı eviyle ilgisinin bulunmadığını, ev dekorasyonunu başka bir firmaya yaptırdığını, salon takımı haricindeki tüm eşyalarını bu firmadan aldığını, salon takımını da diğer bir firmadan hazır olarak satın aldığını savunarak davanın reddini ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatının hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında davaya konu işin yapımı sırasında sözlü bir anlaşmanın olduğu ve davacı taraftan konutun iç mimari düzenlenmesinin yapıldığı, yapılan dekorasyon işlemi ve malzemenin kesilen faturaya uygun olduğu gerekçesiyle, takip dosyasındaki asıl alacağa davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, geçmiş gün faizi 2.064,74 TL"nin olmadığının tespiti ile buna ilişkin istemin reddine, asıl alacak olan 46.398,40 TL"nin %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 26/04/2018 tarihli ve 2015/41678 E. 2018/5126 K. sayılı kararıyla; davacı ile davalı arasında davaya konu iş ve hizmete ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığına göre, davalı tarafın itirazlarını karşılar şekilde, davacının sunduğu faturalar ile davalı tarafın dairesinde fiilen yapılan işlerin tek tek karşılaştırılmasının yapılması, davalı tarafça aynı işlerin bir başka firmaya yaptırıldığı savunmasına ilişkin olarak da, davacı işlerinin yapıldığı bildirilen tarih ile davalı tarafça başka firmaya yaptırıldığı bildirilen fatura ve tarihlerin gözetilmesi ve keşifteki davalı çalışanının beyanının işlerin davacı firma tarafından yapıldığına ilişkin bir kabul olarak değerlendirilemeyeceği hususları birlikte değerlendirilerek, ayrıntılı şekilde bir inceleme yapılarak bu konuda gerektiğinde konusunda uzman yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında davaya konu işin yapımı sırasında sözlü bir anlaşmanın olduğu, davacı tarafından konutun iç mimari düzenlenmesinin yaptırıldığı, bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ön proje hazırlandığı, davacının mobilya seçimi konusunda bir hizmet verdiği, ayrıca davacının sunduğu faturalar karşılığı imalatların söz konusu olan evde bulunduğu, tespit edilen toplam 13.776,61TL"nin davacı tarafından talep edilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın 13.776,61 TL asıl alacak üzerinden kabulü ile bu miktar üzerinden iptali ile takibin devamına, takibe takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 13.776,61 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 32.621,79 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının kötüniyet tazminatına ilişkin temyiz itirazının incelenmesinde;
İcra İflas Kanunun"un 67/2. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse, aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez.
Mahkemece hüküm fıkrasının 1. bendinde davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş, maddi hata ile "kötüniyet" ifadesi yerine "icra inkar" ifadesinin yazıldığı anlaşılmıştır. Ancak eldeki davada davacı (takip alacakla) yönünden kötüniyet tazminatının koşulları oluşmadığından, davalının bu talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan "32.621,79 TL asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine " cümlesinin çıkarılarak yerine "Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.