20. Hukuk Dairesi 2014/8149 E. , 2015/706 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... İlçesi, ... ... Köyünde bulunan takriben 16.000 m²"lik taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, ... kadastrosunun kesinleştiği 28.08.1993 tarihinden dava tarihi olan 17.07.2011 tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik ve Hazine vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2013/7561 E. - 8519 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulanmaya başladığı 10/10/1987 tarihinden önce 2613, 5602 ve 766 sayılı kanunların hükümlerine göre, kadastrosu yapılacağı ilân edilen ve önceden sınırları belirlenen çalışma alanları içerisindeki ormanlar tesbit dışı bırakılmıştır. Bir diğer anlatımla, arazi kadastrosu ekipleri ormanların kadastrosunu yapmamış, ancak bölgede daha önce ... kadastrosu yapılıp kesinleşen ve tapuya tescil edilen ormanlara ait kayıtlar, o birliğin çalışma alanının tapu kütüğüne aktarılmıştır (766 sayılı Kanun m. 46/3). Bölgede ... kadastrosu yapılmamışsa, arazi kadastrosunun yapılacağı bölgedeki ormanların sınırlandırılması ... Yönetiminden istenmiş, ... Yönetiminin ... sınırlarını belirlemesinden sonra arazi kadastro ekipleri bu sınırlamayı esas almak suretiyle, belirlenen ... sınırına girmeden arazi kadastro çalışmalarını yürütmüşlerdir. Bu uygulama, 3402 sayılı Kadastro Kanununun yürürlüğe girdiği 10/10/1987 tarihine kadar sürdürülmüş, 3402 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra ise anılan Kanunun 4. maddesi gereğince işlem yapılmıştır. Her olaya meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerinin uygulanması gerekir (H.G.K."nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 Tarih 8-242-292 ve 12.03.2008 tarih 2008/20-214-241sayılı kararları).
1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın paftasına ... yazılarak tespit dışı bırakılmış ise de, daha sonra 1992 yılında yapılıp kesinleşen ... kadastrosunda tahdit sınırları içine alınmamıştır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen ..., ziraat ve yerel bilirkişiler, çekişmeli yerin kültür arazisi niteliği taşıyan yerlerden olduğunu, 25-30 yıl önce imar ve ihyasının tamamlandığını, üzerinde ... bitki örtüsü bulunmadığını, 1959 tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında ... sayılmayan yer olduğunu açıklamışlardır. Dava konusu taşınmazın 1992 yılında kesinleşen ... sınırları dışında kaldığı, öncesi itibariyle de ... sayılmayan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre tarım arazisi vasfında zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve mahallî bilirkişi ve tanık
beyanlarına göre de davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, bu durumda davanın kabulü gerekir. Ancak, mahkemece Medenî Kanunun 713. maddesindeki kanunî ilânlar yaptırıldıktan sonra, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler ve satın aldıkları kişiler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, ... İli, ... İlçesi, ... ... Köyü, ... Deresi Mevkiinde 79-80-90 nolu O.S. Hattının solunda kalan Doğusunda kayalar deresi ve hurmalık devlet ormanı, Batısında Hurmalık Devlet Ormanı, Kuzeyinde Sedat Derinbay fındıklığı, Güneyinde Hurmalık Devlet Ormanı ile çevrili 14.06.2012 tarihli teknik bilirkişiler ... ... ve ... ... tarafından hazırlanmış krokide (A) harfi ile gösterilen 18.287,58 m² miktarındaki taşınmazın tarım arazisi olarak davacı ... adına TMK"nın 713/1. maddesi çerçevesinde tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 28.08.1992 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B uygulaması ile genel arazi kadastrosu işlemi, 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman ... bilirkişi tarafından ... kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 18/02/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.