3. Hukuk Dairesi 2021/3641 E. , 2021/7193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 28/08/2007 tarihinde ... köyü ... mevkii 377 nolu bölmede çıkan yangın nedeniyle 0.5 ha kızılçam ormanının yandığını, olay yerinde yapılan incelemede yangının çıkışına ilişkin olarak herhangi bir emareye rastlanmayıp, yangının başlangıç noktasındaki ağaçlık bölgede bulunan elektrik direğinden geçen hattın başka bir hatta ayrıldığı kısımda bulunan izolatörlerin bulunduğu noktadaki metal kısmın erimesi sonucu direkten sürekli kıvılcım atlaması olduğunun tespit edildiğini ve yangının atlayan kıvılcımlardan çıktığı kanaatine varıldığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 776,64 TL tazminat, 2.398,50 TL ağaçlandırma gideri ve 4.993,13 TL söndürme gideri olmak üzere toplam 8.168,27 TL idare zararının zabıt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, şirketleri nezdinde illiyet bağının kesildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; davacının tek taraflı tanzim ettiği hasar raporu ile kendilerine davalı sıfatının yüklenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Milas çevresindeki elektrik arıza, bakım ve onarım işlerinin diğer davalı .... Tic. A.Ş."ye devredilmiş olup, sorumluluğun bu şirkete ait olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ....; yangın sonrası elektrik hattının kontrol edildiğinde metal kısmın erimesinin ve sigorta atmasının söz konusu olmadığının tespit edildiğini, bu durumda yangının elektrik hattından çıkmasının mümkün olmadığını, TEDAŞ"ın arıza, bakım ve onarım işlerini taşeron olarak yapmakta olup, elektrik hattının ilk kurulumundan dolayı görev ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yargılama sırasında alınan 29/05/2013 ve 05/02/2014 tarihli bilirkişi heyet raporu ve ek raporunda davalıların olayda müştereken ve müteselsilen %100 kusurlu ve sorumlu olduklarının tespiti üzerine, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu ile mahkemece alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için tekrar bilirkişi raporu alındığı ve 26/11/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise; yangının başlangıç nedeninin somut bilgi ve bulguya göre tespit edilememiş olup, davalılardan herhangi birine kusur atfetmenin uygun olmayacağı kanaatine varıldığı, mahkemece alınan son bilirkişi raporu esas alınarak, davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 25/09/2018 tarihli ve 2016/22333 E., 2018/8980 K. sayılı kararla; dava konusu yangının çıkış nedenine ve davalıların sorumluluklarının tespitine yönelik olarak mahkemece alınan iki ayrı bilirkişi heyet raporunun çelişkili olduğu, raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm tesis edilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi heyetinden alınan rapor doğrultusunda, davanın davalılar MEDAŞ ve TEDAŞ yönünden kısmen kabulü ile davalı ....-.... Mühendislik yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
HMK"nın 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda; mahkemece bozma ilamından önce hükme esas alınan 26/11/2015 tarihli bilirkişi heyetinde İTÜ Elektrik Fakültesi, İÜ Orman Fakültesi ve İÜ Hukuk Fakültesinde görevli öğretim üyelerinin yer aldığı, bu raporda bilirkişilerce, yangının başlangıç nedeninin somut bilgi ve bulguya göre tespit edilemediği, davalılardan herhangi birine kusur atfetmenin uygun olmayacağı kanaatinin bildirildiği bozma kararının 26/11/2015 tarihli raporu düzenleyen heyette yer alan iki bilirkişi ile yine elektrik yüksek mühendisi olan üçüncü bir bilirkişiden teşekkül edilen heyetten alınan 13/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davalılar TEDAŞ"ın ve .... Mühendislik-..."in kusursuz olduğu, MEDAŞ İl Müdürlüğünün %25 oranında kusursuz sorumlu, MEDAŞ Milas İşletme Başmühendisliğinin ise %75 oranında kusurlu sorumlu olduğu kanaati bildirilmiş olup, Mahkemece işbu rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Buna göre, dosya kapsamında alınan 26/11/2015 ve 13/11/2020 tarihli bilirkişi raporlarında, iki bilirkişinin her iki heyette de görev aldığı, ancak yangının çıkış nedenine ve davalıların sorumluluklarının tespitine yönelik tamamen farklı görüş bildirildiği, raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmış olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin, hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dosya kapsamında alınan tüm raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde, somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.