Esas No: 2022/796
Karar No: 2022/2150
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/796 Esas 2022/2150 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/796 E. , 2022/2150 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Mağdurlar ..., ... ..., katılan ...’ı olası kasten yaralama suçundan sanık ... Kaplı'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 21/2, 62. maddeleri gereğince 4 defa 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.07.2020 tarihli ve 2019/720 Esas, 2020/553 Karar sayılı kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2022 tarihli ve 2021/131724 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosyanın yapılan incelemesinde:
Sanık kasıtlı eylemini o sırada tuvalette olan katılan ...'ye karşı gerçekleştirmiştir. Katılan ... ve mağdurlar ...,... ve ... o sırada olayın gerçekleştiği yerde bulunmamaktadır. Sanık tarafından katılan ...'a yönelik biber gazı sıkma eylemi gerçekleştirdikten sonra çıkan gürültü üzerine katılan ... ve mağdurlar ...,... ve ... olay yerine gelmiş ve sıkılan biber gazından etkilenmişlerdir. Yani, sanık tarafından eylem gerçekleştirildikten, icrai harekete son verildikten ve bir süre geçtikten sonra katılan ... ve mağdurlar ...,... ve ... olay yerine gitmişlerdir. Bu şekilde olası kastın unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, olay bittikten sonra olay yerine giden bu katılan ve mağdurlara yönelik sanığın eyleminin olası kasıtla kasten yaralama suçunu oluşturduğuna ilişkin mahkeme kabulünün yasaya aykın olduğu düşünülmüştür. Açıklanan nedenle sanık hakkında katılan ... ve mağdurlar ...,... ve ...'a yonelik olası kasıtla yaralama suçu yönünden... 4 Asliye Ceza Mahkemesinin 08.07.2020 gün ve 2019/720 Esas, 2020/553 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASI, aynı maddenin 4 fikrasının (d) bendi gereğince de bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 310. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nin 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir.
5271 sayılı CMK’nin 310. maddesi uyarınca, 309. maddede belirtilen yetki, aynı maddenin dördüncü fıkrasının (d) bendindeki hâllere özgü olmak üzere ve kanun yararına olarak re'sen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından da kullanılabilir.
5271 sayılı CMK’nin 309/4-d maddesi uyarınca, hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısını Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2/29-56 sayılı Kararı da bu doğrultudadır.)
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; sanık ... Kaplı hakkında, mahkemece yargılama yapılarak deliller usulünce değerlendirilerek mağdurlar ..., ... ..., katılan ...’ı olası kastla basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralama eyleminden 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 21/2, 62, 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 TL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kanun yararına bozmaya konu edilen mahkumiyet kararındaki ileri sürülen hukuka aykırılığın hakimin takdir hakkına ilişkin olduğu, mahkemenin de olayda delilleri değerlendirerek sanığı cezalandırdığı ve takdir hakkını bu yönde kullandığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamedeki kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.