10. Hukuk Dairesi 2016/59 E. , 2016/3033 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi : 23.09.2014
Dava, Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 12.02.2015 tarihli ek kararın ise davalı vekili tarafından temyiz edilmesi ve temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) 12.02.2015 tarihli ek kararın, davalı vekili temyizi yönünden;
Somut olayda, mahkemece, 23.09.2014 tarihinde davanın reddine dair hüküm kurulmuş, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş, davacı vekili temyizinden sonra 10.02.2015 tarihli dilekçesi ile 11.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanunun 30. maddesi ile eklenen 3201 sayılı Kanuna geçici 8. maddesi uyarınca, davadan feragat ettiğini beyan etmiş, mahkemece, 12.02.2015 tarihli Ek karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312"nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 91 ila 94"üncü maddelerinde) düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usûl hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.
Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulu"nun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.6.1982 günlü 1982/376-547 sayılı kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece, hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat hakkında, 12.02.2015 tarihli ek karar ile davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
O hâlde, davalı vekilinin,bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, mahkemenin 12.02.2015 tarihli davanın feragat nedeniyle reddine dair ek kararının BOZULMASINA;
2) İşin esası hakkında davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunan davacı vekilinin 10.02.2015 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat edildiği bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmeyeceği yönündeki 3201 sayılı Kanun"un Geçici 8"inci maddesi düzenlemesi dikkate alınarak yeniden inceleme yapılmak üzere, mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün sair hususlar incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi