22. Hukuk Dairesi 2016/1688 E. , 2016/6567 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı arasında 01.10.2009 ilâ 31.03.2011 tarihleri arasında yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığını, davalıya bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazının davalıya tebliğ edildiğini, ancak mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"na göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mülga 2821 sayılı Kanun"un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.
Belirtilen kanuni düzenlemelere göre, bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesinin tarafı olan yahut toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Yine maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun “Borçlunun temerrüdü” başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur.”
Toplu iş sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, sendika tüzüğünün 43. maddesinde, üyelik aidatı işçinin çıplak bir yevmiyesi, dayanışma aidatı ise işçinin çıplak yevmiyesinin 2/3"ü tutarı olarak öngörülmüştür.
Bu genel açıklamalar ışığında davalının temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre taraflar arasında 01.10.2009 ilâ 31.03.2011 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi imzalandığı ve bu döneme dair aidat alacaklarının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Ekim 2009 ilâ Mart 2011 dönemine ilişkin aidat alacaklarının hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmaktadır.
Somut olayda, dosya kapsamına sunulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen 13.01.2011 tarih ve 955 sayılı yetki tespit yazısına göre, davalıya ait işletmede 02.12.2010 başvuru tarihi itibariyle çalışan 369 işçiden 354 tanesinin üyesi olduğu dava dışı Genel-İş Sendikasının gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiği, bununla birlikte bilirkişi raporunda Aralık 2010 ile Ocak, Şubat ve Mart 2011 dönemlerinin de hesaplandığı ve ayrıca Şubat ile Mart 2011 ayında üyelik aidatı olarak çıplak bir yevmiye üzerinden hesap yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dayanışma aidatının üyelik aidat miktarının 2/3"ü oranında olduğu da gözetilerek, mahkemece anılan dönemler yönünden davacı sendika üyesi işçilerin ve hesaplanması gereken üyelik ve dayanışma aidatı miktarlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.03.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.