Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/12681
Karar No: 2006/11320

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/12681 Esas 2006/11320 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/12681 E.  ,  2006/11320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ           : Kütahya İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/06/2006
    NUMARASI : 92-375

    Davacı, 15.09.1994 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun  tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının  1994 yılında yapılan ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur  sigortalısı  olduğunun  tesbiti istemine  ilişkindir.
    Mahkemece  istemin  kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan  Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil  için  kurum’a  başvuru  olmasa  dahi  bahse  konu  biçim de prim ödenmesi suretiyle  kayıt ve tescil  konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık  ve  Nüfus  İdareleri  kayıtları  ile  diğer  kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, p.e.İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının  esas alınacağı  bildirilmiştir.  Bu kayıtların  tarımda  kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi  olduğu ortadadır.
    Yapılan incelemede, davacının Tarım Kredi Kooperatifi  kaydının bulunmadığı, 12.12.1982 tarihinde başlayan  Ziraat Odası Kaydının, 03.03.1999 tarihli Bağ-Kur formuna göre 31.12.1997 tarihinde sona erdiği ancak Simav Ziraat Odasından gelen 20.04.2006 tarihli yazıda 12.12.1982 tarihinden başlayan kaydının halen devam ettiğinin bildirildiği, Ziraat Bankasından kredi almadığı, Bağ-Kur formunda davacının tarımsal faaliyetine 31.12.1997 tarihinde son verdiğin belirten köy muhtarının duruşmadaki beyanında ise tarımsal faaliyetin aralıksız sürdüğünün belirtildiği, T. M. O.Genel Müdürlüğü  yazılarında davacının teslim ettiği haşhaş kapsülü bedelinden yalnızca 1994 yılında kesinti yapıldığının bildirilmesine karşılık  Bağ-Kur yazısında kesintinin 1998 yılında yapıldığının belirtildiği, T.M.O."nin 08.10.1997 tarihli yazısında davacının haşhaş ekimini 1996  tarım dönemine kadar yaptığının ifade edildiği, dosyadaki T.M.O. yazıları birbirini teyit ettiğinden ilk kesintinin Eylül 1994 tarihinde yapıldığının açık olduğu,  01.11.1997 tarihinde Tarım Bağ-Kur  sigortalısı olarak kayıt ve tescili yapılan davacının Tarım İş Başvuru formu düzenleyerek 31.12.1997 tarihi itibariyle tarımsal faaliyetine son verdiğini ve Bağ-Kur kaydının silinmesini istediği, Kurumca 31.12.1997 tarihi itibariyle davacının Bağ-Kur sigortalılığına son verildiği görülmüştür.
    Mahkemece, kesinti tarihi, kayıtlar ve delillere göre 01.10.1994 tarihinden, Tarım Bağ-Kur sigortalılığın başlatıldığı  01.11.1997 tarihine  kadar olan dönemin tesbitine ilişkin kararı yerindedir, 01.11.1997-31.12.1997 tarihleri arasındaki süre kurumca da kabul edildiğinden üzerinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davacının kendi iradesi ile Bağ-Kur sigortalılığına 31.12.1997 tarihinde son verdiği dikkate alınmaksızın bu tarihten sonraki dönemde  sigortalılığın tekrar başlatılabilmesi için, teslim ettiği ürünlerden prim kesintisinin yapılmış olması veya primlerin davacı tarafından ödenmiş bulunması yada  yeniden müracaatı bulunması gerektiği gözetilmeksizin  31.12.1997 tarihinden sonraki süreninde kabulüne karar  verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davacının 31.12.1997 tarihinden sonraki dönemde prim kesintilerinin veya prim ödemelerinin bulunup bulunmadığı bir kere daha araştırılarak sonucuna göre yukarıda belirtilen olgular nazara alınarak istem hakkında karar  verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle sonuca  gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.11.2006  gününde oybirliğiyle karar verildi.
     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi