Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/2334
Karar No: 2006/12309
Karar Tarihi: 13.11.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/2334 Esas 2006/12309 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/2334 E.  ,  2006/12309 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Trabzon İş Mahkemesi
    TARİHİ : 26/01/2006
    NUMARASI : 328-5

    Davacı, Kurum kararının iptaliyle, maaşının kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına ve borçlu olmadığının   tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün,  taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2- Davalı Kurumun temyizine gelince; davacı, davalı Kurum tarafından  21.02.2003-19.03.2005 dönemi için aldığı ölüm  aylıkları nedeniyle borç çıkarılması üzerine, davalı Kurumdan yaşlılık aylığı ile birlikte babasından dolayı ölüm aylığını da yasal olarak  alabileceği, aksinin kabulü halinde ise Borçlar Kanununun 63. maddesine göre  iade ile mükellef olmadığı  gerekçesi ile  borçlu olmadığının tesbitini ve Kurum işleminin iptali ile  aylığının yeniden bağlanmasını istemiştir.
    Mahkeme davayı kısmen kabul etmiş; davacının aylığın yeniden bağlanmasına ilişkin isteminin reddine, B.K.63. maddesi hükmüne göre yersiz ödenen aylıklardan dolayı borçlu olmadığının  tesbitine karar vermiştir.
    506 sayılı yasanın 68/VI maddesinin açık hükmüne göre; ”Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takibeden devre başından itibaren kesilir.” Davacı kız çocuğu, babasından dolayı 07.01.2000 tarihinden itibaren  davalı SSK’dan ölüm  aylığı  almakta iken, 01.02.2002 tarihinde kendi çalışmalarından dolayı aynı Kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
    Yasanın bu açık hükmü karşısında  mahkemenin, aylığın yeniden bağlanmasına yönelik istemin  reddine karar vermesi doğrudur.
    BK.nun 63. maddesinde, “haksız olarak bir şeyi iktisap eden kimse onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğu miktar nisbetinde red ve iade ile mükellef değildir.” denilmektedir. Kendisine ödeme yapılan kimse bu ödemeden dolayı bir yarar sağlamışsa, bunu elinden çıkmış bir sarfiyat olarak düşünmemek gerekir. Buradaki elden çıkmış olma sözleri yararlanma dışındaki durumları ifade eder. Davacı almış olduğu paranın yararlanma dışında elinden çıkmış olduğunu isbat edememiştir. Hal böyle olunca, dava konusu edilen yersiz ödenen aylık miktarını iade ile mükelleftir.
    Kaldı ki, Borçlar  Kanunu,  iade  borcunun kapsamını, zenginleşmenin iyi veya kötü niyetli olmasına göre farklı çözüm getirmiştir.  Haksız  zenginleşen,  zenginleşmeyi  kötü  niyetle  elden çıkarmış ise iade zamanında mevcut olan zenginleşmeyi değil elden çıkardığı zenginleşmenin tamamını iade ile yükümlendirilmiştir. Zenginleşmenin  iyiniyetli  sayılıp  sayılmayacağı MK.nun  3.  maddesi  hükmüne  göre  belirlenecektir Haksız zenginleşen elde ettiği yararın geçerli  bir  sebebe  dayanmadığını  iade  ile  yükümlü  olduğunu  biliyor  veya bilebilecek durumda  ise  iyiniyetli  sayılmayacaktır.  Bu  bağlamda,  kural  olarak  zenginleşenin  kötü niyetli  olduğunu  iddia  eden  iade  alacaklısı  bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak, olayın özellikleri zenginleşmenin iyiniyetle olmadığını  açıkça  gösteriyor  ise  bu  iddia ispat edilmiş sayılmalıdır.HGK’nun 16.06.1987 gün ve 1987/68-618 sayılı Kararı da aynı yöndedir.
    Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre davacının babasından dolayı ölüm aylığı alması mümkün değildir. Davacı, açık kanun hükümlerini bilmediğini ileri sürerek iyiniyet iddiasında bulunamaz.
    Mahkemenin, davanın tümden reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  13.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi