20. Hukuk Dairesi 2015/331 E. , 2015/932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1962 yılında imar ve ihya ederek zeytinlik haline getirdiği ... Köyü, ... Mevkiindeki taşınmazın zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşullarının yararına gerçekleştiğini ileri sürerek, adına tescilini istemiştir.
Mahkemenin, 9720.48 m² yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne ilişkin ilk hükmü davalı yönetimlerin temyizi üzerine, Dairenin 11.06.1998 tarih ve 1998/5616-6120 karar sayılı ilâmı ile bozulmuştur. Bozma kararında; hükme esas alınan bilirkişi krokisi ile tahdit haritasının çelişkili olduğu vurgulanmış, bu konuda yeniden uygulama yapılması gereğine değinilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece 21.05.1999 gün ve 998/221-1999/159 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, (A) harfi ile gösterilen 9423,68 m²’nin davacı adına tesciline karar vermiş, hüküm davalı ... ve ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/06/2000 gün ve 2000/4232-5373 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığı, dosyada bir örneği yer alan tahdit haritasında 512 ve 513 ... sınır noktaları arasındaki taşınmazı ilgilendiren hat, çalışma tutanağında da ifade edildiği gibi evvela kuzeydoğu yönünde ilerlemekte, sonra kırılarak güney-doğu yönünde düz hatla 513 ... sınır noktasında sona erdiği, oysa hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi krokisinde bu hat, 512 ... sınır noktası 513 noktasından daha güneyde kalacak biçimde tek bir düz hat olarak gösterilmekle, harita ve çalışma tutanağındaki tahdit hattına tamamen aykırı olduğu ve mahkemece bu çelişkiler üzerinde durularak giderilmediğinden yeniden yapılacak keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek krokinin düzenlettirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 20.11.2001 gün ve 2000/243-2001/264 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, ...yeni Köyü, ... Mevkii 06.06.2001 ve 09.11.2001 tarihli müşterek bilirkişi rapor ve krokilerinde, sarıya boyanarak gösterilen 8322.71 m² bölümün zeytin ve incir bahçesi niteliğiyle davacı ... adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm ... Yönetimi ve ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30/05/2002 gün ve 2002/2895 E.-5247 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma kararında özetle; “hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna ekli krokide 511, 512 ve 513 numaralı ... sınır noktalarından oluşan ... sınır hattı ile bir örneği dosyada yer alan orijinal ... kadastro haritasındaki aynı ... sınır noktalarını birleştiren ... sınır hattı farklı olup, bozma kararında da açıkça değinildiği halde, mahkemece bu farklılıklar üzerinde durulup çelişki giderilmediğinden, yeniden yapılacak keşifte ... kadastro tutanakları ve haritasıyla, tapulama paftasından yararlanılarak hazırlanan çekişmeli taşınmazın tescile esas krokisi yönetmelik ve teknik izahnamede belirlenen yöntemle usulünce zemine uygulanarak, çekişmeli taşınmazın ... sınır hattına göre konumu tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanması, bilirkişilere ... kadastro haritası ve tescile esas kroki ölçekleri eşitlettirilip birbiri üzerine aplike edilerek taşınmazın değişik açı ve mesafede bulunan en az 5-6 ... sınır noktasından oluşan ... sınır hattına irtibatlı, bilimsel verileri bulunan krokisi düzenlettirilmesi “ gereğine değinilmiştir
Mahkemece bozma kararına uyularak, davanın kısmen kabulü ile, davaya konu fen bilirkişisinin 28/11/2005 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 5207,61 m2 yüzölçümündeki ve (D) harfi ile gösterilen 650,02 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı ... adına tapuya tesciline, aynı krokide (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmazlara yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... ile ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Karar bu kez de, 20. Hukuk Dairesinin 23/06/2009 tarih ve 2009/6408-10541 sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma kararında özetle; [...kesinleşen ... kadastrosuna ilişkin, ... sınır noktalarının tarif edildiği 21/11/1967 tarih ve 108 sayılı ... kadastro tutanaklarında, (...509 rakamlı ..., buradan güneydoğuya dönerek ... zeytinliğinin kuzey köşesinde patika yol ile birleştiği noktada 510 rakamlı ... düz hat halinde gelindiği, buradan güneydoğu ve güneye dönerek ... ve ... zeytinliklerinin ... kenarlarını, doğuya dönerek aynı zeytinliğin güney, güneye ve doğuya dönerek ...zeytinliklerinin ... ve güney kenarlarını takiple bu zeytinliğin güneydoğu köşesindeki 511 rakamlı ... geldiği buradan kuzey ve doğu kuzeye dönerek ... zeytinliğine geldiği, bu zeytinliğin ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 1962/76 sayılı kararında ... sayılan kısım ormanda kalarak zeytinliğin güney kenarını teşkille patika yola geldiği, buradan güneybatıya dönerek ... zeytinliğin güneybatı köşede 512 rakamlı ... geldiği buradan kuzeydoğuya dönerek bu zeytinliğin ... Sulh Ceza Hakimliğinin 1962/75 sayılı kararı ile ... olarak tespit edilen iki dekara yakın yeri ... sayılarak bu zeytinliğin güney kenarını teşkille güneydoğuya döndüğü ve ... zeytinliği ile ... zeytinliğinin birleştiği köşeden 25 metre doğuda patika yolun güneyinde 513 rakamlı ... gediği tespit edildi) şeklinde tarif edildiği, ... bilirkişi raporunda bu tariflerin nasıl uygulandığı yolunda açıklama bulunmadığı, oysa ... kadastrosundaki, 511 ve 512 sayılı ... sınır noktalarının bulunduğu yerdeki ... ve ... ve ...zeytinliğine arazi kadastrosu sırasında parsel numarası verilip verilmediği araştırılarak paftasından parsel numarası saptanarak tutanak ve tapu kayıtları getirtilmek suretiyle yerel bilirkişilerden de zemindeki durumları sorulup saptanarak, bu parsellerin krokide gösterilmesi gerektiği, yine tutanaklarda 511 ve 512 sayılı ... sınır noktalarının bulunduğu yerde ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 1962/76 sayılı kararında ... sayılan bölümü saptanan ... zeytinliği, yine 512 ve 513 sayılı ... sınır noktalarının bulunduğu yerde ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 1962/75 sayılı kararı ile iki dekara yakın yeri ... olduğu saptanan ... zeytinliği bulunduğuna göre, 511-512-513 sayılı ... sınır noktalarını birleştiren hattın sulh ceza mahkemesi kararlarının dayanağı krokilere göre belirlenmesi gerektiği gözetilmemiştir. Yeniden yapılacak keşifte, kesinleşen ... kadastrosun ait harita ve tutanaklar yöntemince uygulanmalı, ... kadastrosundaki 511 ve 512 sayılı ... sınır noktalarının bulunduğu yerdeki ... ve ... ve ...zeytinliğine arazi kadastrosu sırasında parsel numarası verilip verilmediği araştırılmalı, 511 ve 512 sayılı ... sınır noktalarının bulunduğu yerde ... Sulh Ceza Hakimliğinin 1962/76 sayılı kararında ... sayılan bölümü saptanan ...
zeytinliği, yine 512 ve 513 sayılı ... sınır noktalarının bulunduğu yerde ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 1962/75 sayılı kararı ile iki dekara yakın yerinin ... olduğu saptanan ... zeytinliği bulunduğuna göre 511-512-513 sayılı ... sınır noktalarını birleştiren hat sulh ceza mahkemesi kararlarının dayanağı krokilere göre belirlenmelidir. Dava tarihinden 15 - 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının uygulanarak davacının zilyetlik süresi belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı kırk ve yüz dönüm kısıtlamaları araştırılmalıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yarıgılma sonucunda; davanın kısmen kabulü ile bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 5207,61 m² ve (D) harfi ile gösterilen 650,02 m²’lik taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline; (B) harfli 1047 m² ve (C) harfli 1611,86 m²’lik bölümlerin ... sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından bu bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm ... ve ... Yönetimi tarafından (A ve D) harfleriyle işaretli bölümlere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1967 yılında yapılıp 02.05.1969 tarihinde kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Arazi kadastrosu 1951 yılında yapılmış olup davaya konu yer tapulama harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman ... bilirkişi tarafından ... kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu çekişmeli taşınmazın (A) ve (D) harfleriyle işaretli bölümlerinin ... sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 25/02/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.