3. Hukuk Dairesi 2016/21686 E. , 2017/9470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının arttırılması ve birleşen davada yoksulluk nafakasının kaldırılması davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı- birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı- birleşen davalı vekili; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile davacı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 600,00 TL"ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı- birleşen davacı vekili; davacı- birleşen davalının çalıştığını, düzenli geliri bulunduğunu, yoksul olmadığını belirterek, asıl davanın reddi ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacının boşanma kararından sonra aradan geçen süre zarfında güvenlik görevlisi olarak halen çalışıyor olması ve düzenli gelirinin bulunduğu gerekçesiyle asıl yoksulluk nafakasının arttırılması davasının reddine, birleşen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulüne, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı- birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava yoksulluk nafakasının arttırılması, birleşen dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı- birleşen davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Türk Medeni Kanunu"nun 176/4.maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin gerektirmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Somut olayda; tarafların Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/34 Esas ve 2014/38 Karar sayılı ilamı ile 29.01.2014 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı Ayşe lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 18.02.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 19.09.2012 tarihinde boşandıkları, kararın 14.06.2013 tarihinde kesinleştiği, davacı- birleşen davalıya ait SGK yazısına göre 07/2008-12/2009 dönemleri arası çalıştığı, yine 08/2010 ve sonrası dönemde de çalışmaya devam ettiği, halen asgari ücret seviyesinde gelir ile çalışmaya devam ettiği, boşanma davasının yargılaması sırasında da çalışmaya devam ettiği ve gelirinin olduğu, bu durum içerisinde boşanma davasında mahkemece davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği; boşanma davasının üzerinden geçen süre ve davacı- birleşen davalının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini gerektirecek nitelikte sosyal ve ekonomik durumunda değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişim bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece birleşen davadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacı- birleşen davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı- birleşen davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.