20. Hukuk Dairesi 2014/8167 E. , 2015/1059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..... İlçesi, ....... Köyünde bulunan takriben 10000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, orman kadastrosunun kesinleştiği 28.08.1993 tarihinden dava tarihi olan 17.07.2011 tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından esasa yönelik ve Hazine vekili tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 30.09.2013 gün ve 2013/7553-8522 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın paftasına orman yazılarak tespit dışı bırakılmış ise de, daha sonra 1992 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içine alınmadığı, öncesi itibariyle da orman sayılmayan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre tarım arazisi vasfında zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve öncesi itibariyle köy boşluğu olduğu, köy boşluklarının Hazineye ait yerlerden olup zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu, mahallî bilirkişi ve tanık beyanlarına göre de davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulünün gerektiği, ancak, mahkemece Medenî Kanunun 713. maddesindeki kanunî ilanlar yaptırıldıktan sonra, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yönünden tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03/07/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası mahkemece davanın kabulüne, ... İli, ..... İlçesi ..... Köyü sınırları içerisinde köy içi mevkiinde kain 115-116-117 O.S. Hattının solunda doğusunda ..... fındıklığı, batısında Hurmalık Devlet Ormanı, kuzeyinde ...... Devlet Ormanı ve yol güneyinde ....... fındıklığı ile çevrili 14.06.2012 tarihli teknik bilirkişiler ..... ve ........... tarafından hazırlanmış krokide (A) harfi ile gösterilen 9.257,60 m2 miktarındaki taşınmazın fındık bahçesi olarak davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 28.08.1992 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi, 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Dava konusu taşınmaz, paftasına orman yazılarak tapulama harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 02/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.