Davacı kurum işleminin iptali ile emekliliğe hak kazandığı 12.6.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava nitelikçe; davacıya Türk İsviçre Sosyal Güvenlik sözleşmesi gereğince sözleşme aylığı bağlandığından bahisle 506 sayılı yasanın 85 maddesi kapsamındaki sigortalılığını iptal eden davalı Kurum işleminin iptali ile isteğe bağlı sigortalılığın geçerli olduğunun ve davacının 12.06.2002 tahsis talep tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağının 506 sayılı yasanın 85/A-b.maddesi olduğu açıktır.Anılan maddedeki düzenlemeye göre herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu yada isteğe bağlı sigortalı olanlar ve buralardan kendi sigortalılıklarından dolayı aylık bağlananlar isteğe bağlı SSK sigortalısı olamazlar.Maddede geçen herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan amaçlananın Türkiye’deki sosyal güvenlik kuruluşları olduğu açıktır.Hal böyle olunca da yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye’de isteğe bağlı sigortalılığa engel olmayacağının kabulü gerekir. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Fedaral Konseyi arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin Ek Nihai Protokolünün 1.maddesinde “Akit taraflardan her birinin kendi ülkesinde bulunan bir kimsenin diğer akit taraf sigortasına isteğe bağlı olarak tabi olmasına veya sigortaya isteğe bağlı olarak devam etmesine mani olunmaması” taraflarca kabul edildiği gibi, anılan sözleşmenin 31.maddesinde “Toptan ödeme yapılmak veya sigorta primleri iade edilmek suretiyle elde edilmiş haklar için sözleşme hükümlerinin uygulanmayacağı” düzenlenmiştir. Bu duruma göre davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılığının iptali gerek 506 sayılı Yasa"nın 85. ve gerekse Türk İsviçre Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümleri karşısında doğru değildir.
Davacının yaşlılık aylığı talebine gelince; dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacı tahsis talep tarihinde 68 yaşında olup 15 yılı aşkın sigortalılığının bulunduğu, 16.8.1979-31.3.1980 ve 1.6.1981-1.2.1982 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi 464 günlük çalışmasının olduğu, 28.7.1956-20.12.1058 tarihleri arasındaki 721 günlük askerlik süresini borçlandığı, 506 sayılı Yasa"nın 85. maddesine göre 2430 günlük isteğe bağlı sigortalı olduğu, 1.6.1981-31.10.1981 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışması ile İsviçre’deki çalışmaları arasında çakışma olduğundan bahisle 150 günlük çalışmasının davalı Kurumca iptal edilmesi sebebiyle prim ödeme gün sayısının 3465 gün olduğu anlaşılmaktadır. Yapılacak iş gerek pasaport kayıtları ve gerekse dosyada mevcut 22.01.2004 tarihli İsviçre Sigorta mercii tarafından gönderilen belge tercüme ettirilerek, gerektiğinde İsviçre Makamları ile yazışma yaparak hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde gerçekten çakışan ve bu nedenle iptali gereken bir çalışma olup olmadığını belirlemek ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine 28.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.