Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 519 parsel sayılı taşınmaza, komşu parselde bulunan ve davalının tasarrufunda bulunan otelin taşkın olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğınde .bulunmuştur.
Davalı, inşaat yapıldığı tarihten beri sınırların değişmediğini, bildirip davanın reddini savunmuş, taşkın kısma yönelik tecsil ya da irtifak tesisine ilişkin açtığı davanın birleştirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerğinden, toplanan delillerden dava konusu 519 parsel sayılı taşınmazın davacı şirket adına, komşu 506 parselin ise davalı ile dava dışı paydaşlar adına kayıtlı olduğu tecavüzlü yapının bulunduğu taşınmaz maliklerinin tamamının davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır.
Davada, elatmanın önlenmesi isteği yanında yıkım isteğinde de bulunulmuştur.Hemen belirtilmelidir ki Türk Medeni Kanunun 684,718 ve 722 maddelerinde öngörüldüğü üzere taşınmaz üzerindeki mütemmim cüz niteliğindeki muhtesat arzın mülkiyetine tabidir.Genel kural bu olmakla beraber taşkın yapılarda yapının (binanın) ana nüvesini teşkil eden bölümü hâkim gayrimenkul üzerinde bulunduğundan taşkın olan bölümü ana kuralın aksine hadim gayrimenkulün (yüklü) değil hâkim gayrimenkulün mütemmim cüz"üdür.O halde taşkın bölümün yıkımı isteğine göre hâkim gayrimenkulün mütemmim cüz"ü olduğundan 506 sayılı hakim taşınmazın tüm paydaşlarının davada yer alması zorunludur.
Ne var ki, tecavüzlü yapının bulunduğu 506 parsel sayılı taşınmazın tüm paydaşlarının davada yer almadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca, davada yıkım isteğinin bulunduğu gözetilerek davacıya, çekişmeli taşınmazın diğer paydaşlarına husumetin yöneltilmesi için olanak tanınması , davanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkili sağlandıktan sonra davalının bu yere ilişkin açtığını bildirdiği tapu iptal-tescil ya da irtifak tesisine ilişkin davanın sonucunun beklenilmesi ondan sonra işin esası yönünden bir hüküm kurulması gerekirken değinilen usuli eksiklikte giderilmeden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.