16. Hukuk Dairesi 2020/8471 E. , 2021/415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece müdahillerin davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, diğer yönlerden yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın da karar vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, dayanılan tüm tapu kayıtlarının tedavülleriyle getirtilerek kapsamının belirlenmesi; yöredeki tüm tahdit evrakları ile birlikte en eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları getirtilerek çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi; orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde mera araştırması yapılması ve mera niteliğinde olmadığı belirlenmesi halinde ise kişiler yararına zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılarak, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibinin belirlenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne; çekişmeli 491 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla müdahil ... mirasçıları adına, 492 ada 3 sayılı parselin (A) harfiyle gösterilen 9.137,60 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla vasfıyla müdahil ... adına, 491 ada 3 ve 492 ada 1 sayılı parsellerin tarla vasfıyla davacı ... adına, 492 ada 2, 4, 19 ve 3 sayılı parselin (A) harfi ile işaretlenen alan haricinde kalan 26.013,01 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarla vasfıyla 1/2"şer hisseyle davacı ... ve müdahil ... mirasçıları adına tapuya tesciline, müdahil ...’ın talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Orman İdaresi vekilleri ile bir kısım müdahillerden ... mirasçıları vekili ile müdahil ... tarafından temyiz edilmiştir.
1) Çekişmeli 492 ada 1 ve 491 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazları incelendiğinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) Çekişmeli 492 ada 2, 3, 3/A, 4, 19 ve 491 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davacı ve müdahillerin dayandığı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığı ve 492 ada 3 parselin (A) harfli bölümü yönünden de müdahil ..."in kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı ve müdahil ... mirasçıları tarafından dayanılan ve kesinleşen orman sınırları dışında orman içi açıklık niteliğinde bulunan 492 ada 2, 3 sayılı parselin (A) harfli bölümü dışında kalan kısmı ile 4 ve 19 sayılı parselleri kapsadığı belirlenen Ekim 1987 tarih 2 nolu ve Eylül 1953 tarih 5 nolu tapu kayıtları aynı kökten gelme olup, tapu kayıtlarında taşınmazın sınırları doğu:İsmail oğlu ... ve ... oğlu ..., batı:dere, Kuzey: Oğulduruklu ..., Güney:Kepez çamlığı olarak gösterilmiş olup, sözkonusu tapu kaydı sınırları itibariyle genişletilmeye elverişli ve birbirini kesmeyen sınırlar ihtiva ettiğinden bu parsellerin tapu kaydı kapsamında kaldığının, tapunun buraya ait olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın batısında dere, güneyinde çamlık alan bulunması bu sınırların her yerde bulunabilecek sınırlardan olması nedeniyle tek başına, tapu kaydının buraya ait olduğu anlamına gelmez. Bu durumda söz konusu taşınmazların dayanılan tapu kaydının kapsamında kaldığı ispatlanamamıştır. Bu parsellerle birlikte 492 ada 3 sayılı parselin (A) harfli bölümü yönünden her ne kadar zilyetliğe dayanılmış ise de çekişmeli parsellerin kesinleşen orman sınırları dışında kalan 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi hükmüne göre orman içi açıklığı niteliğinde olduğu, 15.07.2007 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu bulunduğu, bu tür yerlere kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bulunsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağından özel mülk olarak kişiler adına tescil edilemeyeceği göz önüne alınarak çekişmeli taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmeleri gerekirken davacı ve müdahiller adına tescil edilmesi isabetsizdir.
491 ada 2 sayılı parsel yönünden de müdahil ... mirasçıları tarafından dayanılan ve çekişmeli parseli kapsadığı belirlenen Kasım 1953 tarih 21 nolu tapu kaydında, taşınmazın sınırları doğu ve güney:eski oğulduruk yolu, batı:bodamas çayı ile müdeabih tarla arasında kalan değirmen yolu, kuzey:Karakutlu dedesi yolunun 150-250 metre aşağısı ile mahdut olarak gösterilmiş olup, sözkonusu tapu kaydı da yukarıda değinildiği üzere sınırları itibariyle genişletilmeye elverişli ve birbirini kesmeyen sınırlar ihtiva ettiğinden bu parselin tapu kaydı kapsamında kaldığının, tapunun buraya ait olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Müdahiller aynı zamanda zilyetliğe dayanmış iseler de çekişmeli parsel 27.01.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 2/B vasfıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan sahada kalmakta olup, 5831 sayılı Yasanın 5. maddesi ile 6831 sayılı Yasaya eklenen ek 10. madde gereğince bu nitelikteki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanılamayacağından çekişmeli taşınmazın Hazine adına tescili ve 2/B ile orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesi gerekirken müdahiller adına tescil kararı verilmesi de isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; dava, tescil davası devam ettiği sırada yapılan kadastro çalışması nedeniyle dönüşen kadastro tespitine itiraz davası olduğu halde yasal hasım konumunda olan davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.