20. Hukuk Dairesi 2014/7756 E. , 2015/1128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ........... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ............. Köyü 1016 ada 1 parsel 10307,64 m2, 2 parsel 6781,19 m2, 3 parsel 34795,67 m2 zeytin ağaçlı tarla niteliği ile Kasım 1944 tarih 50, Aralık 1943 tarih 65, Mart 1945 tarih 53, 54, 55 nolu tapu kayıtları, 1024 ada 2 parsel 1774 m2 zeytinlik niteliği ile Kasım 1947 tarih 25 nolu tapu kaydı, 1019 ada 9 parsel 5015,76 m2 zeytinlik niteliği ile Kasım 1944 tarih 47 ve 49, Ocak 1945 tarih 32 nolu tapu kayıtları, 1019 ada 11 parsel 48226,36 m2 tarla niteliği ile 18.01.1945 tarih 35, 36, 37 nolu, 14.11.1944 tarih 48, 20.01.1945 tarih 43, 44 nolu tapu kayıtları kapsamında ve 1979 yılında yapılan 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulama sahasında kaldıkları belirtilmek suretiyle 1991 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ........... adına tesbit ve tapuya tescil edilmişlerdir.
Davacı gerçek kişiler, 15/10/2001 tarihli dilekçeleriyle, eski tarihli tapu kayıtlarına dayanarak ........... adına oluşturulan tapuların iptali ve adlarına tescili istemi ile dava açmışlar; mahkemece, davanın kabulü ile çekişmeli parsellere ait tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescili yolunda kurulan hüküm, ........... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/07/2005 gün ve 4449 - 9668 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının çekişmeli parsellere uyduğu, bu parsellerin 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. maddesi gereğince 1979 yılında orman sınırları dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan uygulama ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Dava konusu 1016 ada 1, 2 ve 3 ile 1019 ada 11 sayılı parsellerin öncesinin bir bütün olduğundan bahisle Kasım 1944 tarih 50 ve Aralık 1943 tarih 65 ve Mart 1945 tarih 53, 54 ve 55 nolu tapu kayıtları 1024 sayılı parsele Kasım 1947 tarih 25 nolu, 1019 ada 9 sayılı parsele, Kasım 1944 tarih 47 ve 49 nolu ve Ocak 1945 tarih 32 nolu, 1024 ada 2 sayılı parsele Kasım 1947 tarih 25 nolu tapu kaydı revizyon gösterilmiştir. Bu tapu kayıtlarının herbiri ayrı bir yazı ile tapu müdürlüğünden istenmediği için gelen kayıtların tedavülleri anlaşılamamaktadır. Çekişmeli parseller 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartıldığına göre, davacı gerçek kişilere verilebilmesi için tapu kayıtlarının 4785 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce mevcut olan bir başka anlatımla 4785 sayılı Kanun karşısında geçerliliğini koruyan bir tapu olması, orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmiş olması ve tapu kaydının yüzölçümü ile dava konusu parseli kapsaması gerekir.
O halde, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının herbiri için tapu ve kadastro genel müdürlüğüne ayrı ayrı yazılar yazılarak tapu kayıtları değişiklikleri izler biçimde, ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile getirtilmeli, komşu parsellerden dosyaya getirtilmemiş olanlara ait tutanak örnekleri ile revizyon gören tapu ve vergi kayıtları da aynı şekilde istenip, dosya keşfe hazır edilmeli, bundan sonra bir orman mühendisi, iki harita mühendisi ya da tapu fen memuru bilirkişi ile taşınmaz başında keşif yapılarak öncelikle kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, bu parsellerin 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince orman sınırı dışına çıktığı belirlendiği takdirde, davacıların tutunduğu her bir tapu kaydı tarafsız ve yaşlı yerel bilirkişiler ve fen bilirkişiler eliyle yerine uygulanıp yüzölçümleri ile geçerli kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişilerin ve tanıkların beyanlarının doğruluğu komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, değişir sınırlı tapu kayıtlarına 3402 sayılı Kanunun 20/C, 21/B ve 32/3. maddeleri hükmüne göre kapsam belirlenip haritada gösterilmeli, davacıların dayandığı tapu kayıtlarının niteliği de yukarıda yazılı ilkeler ışığı altında tartışıldıktan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne;
1016 ada 1 (yeni 10) ve 3 (yeni 15) parsel sayılı taşınmazların;
1016 ada 2 (yeni 26) sayılı parselin ek: 4 krokide (A) harfi ile gösterilen 2.727,73 m² kısmının;
1019 ada 9 parselin, 1019 ada 11 (yeni 60) sayılı parselin ek: 5 krokide (B) harfi ile gösterilen 25.929,66 m² kısmının;
1024 ada 2 (yeni 5) sayılı parselin ........... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ........... tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1948 yılında orman tahdidi yapılarak kesinleşmiştir. 1979 yılında daha önce sınırlaması yapılmış ormanlarda 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile henüz sınırlaması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu ile 2. madde uygulaması yapılmış bu uygulama da 24.03.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilâmına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi raporlarına göre, temyize konu taşınmazların 1744 sayılı Kanunun yürürlüğü zamanında yapılan çalışmada 2. madde gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, ancak, davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli kapsamında olduğu saptanarak, ........... adına orman sınırı dışına çıkarma işleminin iptali ile davacıların verâset ilâmı ile belirlenen payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesinde ve unutulan bir payın -diğer paylar etkilenmeksizin- 06/06/2014 tarihli tavzih kararı ile hükme eklenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; ........... harçtan muaf olduğu halde, hükmün 3. bendinde 25,20.-TL harcın davalı ...........ye yükletilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 3. bendinde yazılı “....davalıdan...” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “....davacılardan ...” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.UMK.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 03/03/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.