20. Hukuk Dairesi 2015/896 E. , 2015/1137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucu, ........ Köyü çalışma alanında bulunan, dava konusu 172 ada 5 parsel sayılı 2.410,56 m² yüzölçümündeki taşınmaz, fındıklık vasfıyla, davalı adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı idare vekili, 29/07/2013 havale tarihli dava dilekçesiyle, 2006 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında 172 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, davalı adına tespit edildiğini; ancak, taşınmazın 1982 yılında kesinleşen orman kadastrosuna göre orman tahdidi içinde kaldığını iddia ederek, çekişmeli taşınmazın, davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ve "orman" olarak Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulne, çekişmeli 172 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile "orman" vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen tahdide dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1978 yılında, 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılmış ve kesinleşmiştir. 2006 yılında ise ........ Köyü çalışma alanında, 3402 sayılı Kanun uyarınca arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu 172 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamı fındıklık vasfıyla davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın eski tarihli hava fotoğraflarına göre orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacı, ........... Yönetimi olup yörede kesinleşmiş orman tahdidi bulunduğuna göre, bu tür davalarda bir yerin orman olup olmadığı, kural olarak, kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1978 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunduğuna ve davada Hazine taraf olmadığına göre; ........... Yönetimi tarafından açılmış bulunan bu davada sorunun kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle çözülmesi gerekirken, eski tarihli belgelere dayanılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ...... ve ........... Bakanlığı (........... ve ....... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı ........... Kanununa Göre ........... Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki
Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan ........... Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “........... sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ........... Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı dokuzuncu bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunamayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve harita alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, bundan sonra çekişmeli taşınmazın bir bölümünün orman tahdit sınırları içinde kaldığı belirlenirse, kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısma yönelik davanın kabulüne, tahdit dışında kalan kısma yönelik davanın ise reddine karar verilmelidir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 03/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.