20. Hukuk Dairesi 2014/7678 E. , 2015/1171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ....., ... ve ...... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... İlçesi, ..... Köyü 112 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 4538,63 m² ve 15296,87 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmişlerdir.
Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı ... ile davacılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından ..., ..... Yönetimi, ..... Köyü Tüzel Kişiliği ve Hazine aleyhine ayrı ayrı açılmış olan tescil davaları 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredilmiş, mahkemece ayrı ayrı devredilen dava dosyaları birleştirilmiştir.
Mahkemece, davaların reddine ve çekişmeli 112 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 3402 sayılı Kanunun 31. maddesi uyarınca davacı ..."den 450.- TL, davacılar ... ve arkadaşlarından 350.- TL vekâlet ücreti alınarak davalılar ....., ....... Yönetimi ve ..."ne verilmesine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından duruşma istemli, davalı Hazine vekili tarafından niteliğe ve davalı ... Yönetimi vekili ile ... vekili tarafından vekâlet ücretine ilişkin temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 25/02/2014 tarih ve 2013/11006-2014/2391 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğundan gerçek kişilerin açtığı davanın reddi ile 3402 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazların vasfının orman niteliğiyle, malik hanesinin de Hazine adına doldurulmasına karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı gerçek kişiler tarafından yörede kadastro çalışmalarından önce Medenî Kanunun 713. maddesine göre tescil davası açılmış ve bu dosya arasında önce bir orman bilirkişi, sonra da üç orman bilirkişiden rapor alınmış olup, alınan tüm raporlarda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, eski tarihli haritalardaki yeşil rengin üzerindeki meyve ağaçlarından kaynaklandığı, orman içi açıklık niteliğinde bulunmadıkları, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ile de aralıksız ve nizasız 20 yıl süreyle zilyetlik şartlarının davacı gerçek kişiler yararına ulaştığı, bilirkişi ve tanık sözlerinin eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları ile de doğrulandığı, keşif yapıldığı zamanlarda yol kamulaştırması nedeniyle taşınmazların zemininin ve toprak yapısının tesbitine imkan bulunmadığı anlaşıldığı, kadastro mahkemesi tarafından yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarının taşınmazların etrafındaki orman alanları dikkate alınarak düzenlendiğinden davalı taşınmazlara ilişkin kanaat verici olmadığı, yerel bilirkişi sözleri ve tescil davasının yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile de uyumlu olduğundan çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu olacak vasıfta bulunduğu anlaşılmış, ancak, davacı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğundan davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddi ile orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğu”na değinilmiştir
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davaların kabulüne, 112 ada 1 parsel sayılı 4538,63 m2 yüzölçümlü malik hanesi boş bırakılan taşınmazda muris (..... ve ....... oğlu) ..."nin mirası 120 pay kabul edilerek; 20 payın ..., 20 payın ..., 20 payın ..., 20 payın ..., 20 payın ..., 05 payın ................... 03 payın ........, 03 payın ......., 03 payın ..., 03 payın .........., 03 payın ... adlarına bahçe vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline, 112 ada 2 parsel sayılı 15296,87 m2 yüzölçümlü malik hanesi boş bırakılan taşınmazın davacı (.... ve .... oğlu) ... adına tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ......, ... ve ....... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede, davanın devamı sırasında 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4 maddesi gereğince yapılıp 20.09.2011 – 20.10.2011 tarihleri arasında ilâna çıkarılan orman sınırlandırılması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, ..... ve ........ Genel Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına 04/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.