4. Hukuk Dairesi 2011/3174 E. , 2012/5424 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... (kendisine asaleten......"e velayeten) ve diğerleri vekili Avukat ... ...... tarafından, davalı ....... AŞ. aleyhine 12/02/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati tedbir nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/12/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, haksız tedbir nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir
Davacılar, dava dilekçesinde; davalı şirketin kendileri aleyhine açmış oldukları hükmen ipotek tesisi davasında, murisleri...... adına kayıtlı olan taşınmaza ihtiyati tedbir koydurttuğunu, bu nedenle taşınmazı satamadıkları gibi, taşınmazın değerde kaybettiğini, ayrıca bu dava sebebiyle yargılama masrafı yaptıklarını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı şirket, davacıların murisi ...... ile ölmeden önce yaptıkları sözleşmede murisin, davaya konu olan taşınmaza şirketleri lehine ipotek tesis edebileceğine dair taahhütte bulunduğunu, aynı yönde davacılar ... ve ...’nın da taahhütleri olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbirin haksız olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat yönünden ise ihtiyati tedbirin haksız olduğunun kabulü ile haksız tedbir nedeniyle manevi tazminat istenebileceği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan T.M.K.’nun 24. maddesi ile BK’nun 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır.
TMK’nun 24. ve BK’nun 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar yada kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıkların, açıklananlarla çevrelenmesine, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalmasına göre manevi tazminat isteği reddedilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen BK"nın 49. maddesine göre kişinin taşınmazına ihtiyati tedbir konulmuş olması kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez.
Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.