Davacı ilk Bağ-kur primi kesintisi yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının ürün teslimlerinden yapılan ilk pirim kesintisini takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 01.05.1996 tarihinden dava tarihi olan 13.3.2006 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumuna Tabi sigortalılık süreleri dışında kalan dönem için tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının ilk pirim kesintisinin 19.4.1996 tarihinde yapıldığı bu tarihten sonraki prim kesintisi bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılmadığı, 2005 yılında ürün sattığı ancak prim kesintisi yapılmadığı tarım kredi kooperatifinde kaydının olmadığı, davacının adına kayıtlı zirai arazi kaydının bulunduğu, Ziraat Odasına 2.3.2006 dan itibaren kayıtlı olduğu, zirai amaçlı banka kredisi kullanmadığı, davacının muhtar seçilmesi nedeniyle 28.3.2004 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği ve sigortalılığının halen devam ettiği 1.6.1996 tarihinde 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak çalışmaya başladığı 1996 yılı 2. dönemde 65 gün, 1997 yılı 2. dönemde, 15 gün, 3. dönemde 15 gün, 2000 yılı 3. dönemde 15 gün, 2004 yılı 1. dönemde 44 gün,2. dönemde 24 gün zorunlu sigortalı olarak çalışmalarının bulunduğu görülmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı halllerde sigortalının herhangi bir sosyal güvenlik Yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36. ve 10. maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulünün gerekeceği, başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve diğer sosyal güvenlik yasasına tabi çalışmanın sona ermesinden sonra 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırması veya aynı Yasa"nın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Mahkemece kesintinin bulunduğu 1.5.1996-31.12.1996 tarihleri arasındaki SSK’a tabi sigortalılık süreleri dışlanarak bu dönem yönünden verilen tespit kararı yerinde ise de davacının prim kesintisi bulunmadığı ve tarımsal faaliyet kanıtlanamadığı halde 1.1.1997-28.3.2004 tarihleri arasındaki döneme yönelik istemin kabulüne karar verilmiş olması ayrıca davacının 28.3.2004 tarihinde başlayıp halen devam eden 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık kısa süreli olmayıp blok çalışma olduğundan tarım Bağ-Kur sigortalılığının 28.3.2004 tarihinde sonlandırılması gerekirken 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresi dışlanarak dava tarihi olan 13.3.2006 tarihine kadar sigortalılığın tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; 1.1.1997-28.3.2004 tarihleri arsında davacıya ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşların isimlerini açıklattırmak bu kişi kurum ve kuruluşlardan prim kesintilerinin yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek , tarım kredi kooperatifi dışında kayıtlı olduğu zirai amaçlı kooperatiflerden kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise kayıt tarihinin sorularak tüm deliller birarada değerlendilerek sonuca gitmetir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.