12. Ceza Dairesi 2015/3248 E. , 2016/7652 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanun"un 65/1, 5237 sayılı TCK"nın 62, 51/1-3, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet (iki kez)
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 21/09/2010 tarih, 4435 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer almakta olan ... Mevkiinde bulunan araziye, dosya kapsamında mevcut 27/12/2011 tarihli kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanağa göre sanık tarafından 6x7, 4x4 ve 3x4 m2 lik ahşaptan yapılar inşa edildiğinin tespit edildiği, bu tespitle ilgili olarak, ... Cumhuriyet Başssavcılığı tarafından düzenlenen 16/04/2012 tarihli iddianamenin ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 26/04/2012 tarihinde kabul edildiği, bu tarihten sonra, ... Orman İşletme görevlileri tarafından düzenlenen 12/03/2013 tarihli suç tutanağı ile sanık tarafından dava konusu arazideki 4x5.80 m2 lik alana ahşaptan, üzeri kiremit çatılı bir yapı inşa edilmekte olduğunun tespit edildiği, buna istinaden düzenlenen 22/03/2013 tarihli iddianamenin, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 27/03/2014 tarihinde kabul edilmesi sonrasında, 27/03/2014 tarihinde, bu dosya ile birleştirme kararı verildiği, mahalinde yapılan keşif sonrasında orman mühendisi, inşaat mühendisi ve fen bilirkişi tarafından ortak olarak düzenlenen 20/02/2014 tarihli raporda, sanık tarafından 2013 yılında yapılan uygulamaların geçici nitelikte olduğu belirtilmiş ise de, bu uygulamaya ilişkin dosya kapsamında mevcut resimler incelendiğinde, sanığın kastının dava konusu yerde süreklilik arz edecek şekilde bir yapı oluşturma ve kullanmaya matuf olduğunun kabulü gerektiği, sanığın izin almadan yaptığı uygulamaları kaldırmadığı ve kullanmaya devam ettiği, aynı taşınmaz üzerinde, iddianamenin kabulü tarihine kadar gerçekleşen her bir inşai ve fiziki müdahalenin, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilebileceği, iddianamenin kabulü tarihinde ise hukuki kesintinin gerçekleşmesi nedeniyle bu tarihten sonra yapılacak olan her müdahalenin ayrı bir davaya konu olacağı, sanığın, hakkında iddianame ile dava açıldıktan sonra, aynı taşınmaz üzerinde farklı inşai müdahalelerde bulunduğunun tespit edilmesi karşısında, sonraki eyleminin farklı bir suçu oluşturacağına ilişkin mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, bu kapsamda sanığın atılı eylemi işlediğinin tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet savcısının, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/4 maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
2- Hapis cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresi belirlenmesi ile tayin edilen adli para cezasının süresinde ödenmemesinin sonuçları açıklanırken, uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 - 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.