Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7228
Karar No: 2013/7226
Karar Tarihi: 19.11.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/7228 Esas 2013/7226 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/7228 E.  ,  2013/7226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Şikayetçi vekili, borçlunun bankadaki parasının haczi sonrası ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/3849 Esas sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 10.05.2012 tarihli sıra cetvelinde, birinci sırada pay ayrılan şikayet olunan ..."ın haczinin düştüğünü, ikinci ve üçüncü sırada pay ayrılan şikayet olunan vergi dairelerinin ilk hacze iştirak şartları bulunmadığını, bütün paranın ilk sırada müvekkiline ödenmesi gerekirken anılan sıra cetvelinin hatalı düzenlendiğini ileri sürerek, iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir.
    Şikayet olunan vekilleri ayrı ayrı, şikayetin reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; takip dosyasında yapılan sıra cetveline ilişkin işlemlerin usulüne uygun olarak yapıldığı ve sıra cetvelinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
    1-Şikayet ve karar tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 297/1-c maddesi uyarınca, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerinin açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa"nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir.
    YHGK"nın 07.12.2011 tarih 15-708 E, 737 K sayılı ilamında açıklandığı üzere; gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re"sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede
    açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK"na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK"na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).
    Öte yandan, sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi"nin, şikayetin kabulüne karar vermesi gerektiği taktirde, gerekçede düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları gerekçede göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/1.) gerektiğinden, hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinmesi gerekir. Şikayetin reddine karar vermesi gerektiğinde ise, gerekçede şikayet nedenlerini tartışması, sıra cetvelinin sıra yönünden doğru olduğunu gerekçelendirmesi gerekir.
    Somut olayda, mahkemece, gerekçe bölümünde iddia ve savunmalar, tartışılıp değerlendirilmeden, sadece özetleri yapıldıktan sonra son paragrafta, somut kanıt ve dayanakları açıklanmadan sıra cetvelinde bir usulsüzlük bulunmadığı belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiş olup, anılan ilkelere uygun bir gerekçe içermeyen hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre; şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    3-Kabule göre, şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir. 6183 sayılı Kanun"un 21/1 maddesi "Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur..." hükmünü içermektedir. 6183 sayılı Kanun"un 21/1. maddesinde satıştan söz edildiği ve paranın satışının mümkün olmadığı düşünülebilirse de, para hacizlerinde satış tarihi, paranın dosyaya girdiği tarihtir. Para ve alacak hacizlerine ilişkin işlemler, kural olarak İİK"nın 88. maddesi hükmü uyarınca menkul mal hükümlerine göre yapılır. Borçluya ait nakit parayla karşılaşan icra memuru, İİK"nın 88. maddesi hükmü çerçevesinde bu parayı haczedebilir. Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nın 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişi elinde mevcut olması gerekir. Henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczine yasal olanak bulunmamaktadır. Üçüncü şahıstaki mevcut para alacağının da İİK"nın 110. madde hükmüne kıyasen hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerekir. Aksi halde haciz düşer ( Satış talebi, para hacizlerinde dosyaya celbinin istenmesi suretiyle yapılır.)
    Somut olayda, şikayetçinin alacaklı olduğu ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2008/5108 E. sayılı dosyasında alacaklının 03.07.2008 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 04.07.2008 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacaklının Ziraat Bankası ... Şubesi"ne yazılan müzekkere ile borçlunun şube nezdindeki paralarına 04.07.2008 tarihi itibariyle ihtiyati haciz şerhi işlendiği, şikayetçinin 04.07.2008 tarihli bu ihtiyati haczinin 10 günlük ödeme süresinin dolduğu 15.07.2008 tarihinde kesinleştiği, bankaca
    bu tarihte borçlu hesaplarında 215,60 TL ve 466,22 TL olduğunun bildirildiği, alacaklının talebi üzerine 06.11.2009 tarihli müzekkere ile borçlunun bankadaki paraları üzerine 2. kez haciz konulmasına karar verildiği, bankanın 18.11.2009 tarihli yazısı ile borçlunun hesabındaki 43.032,00 TL"ye haciz işlemi uygulandığının bildirildiği, alacaklı tarafından bu paranın 22.03.2010 tarihinde celbinin istendiği ve bu paranın 08.08.2011 tarihinde dosyaya girdiği anlaşılmıştır. Şikayet olunanın ..."ın alacaklı olduğu ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/3849 E. sayılı dosyasında ise, alacaklı tarafından 04.06.2008 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 16.06.2008 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacaklı tarafından Ziraat Bankası ... Şubesi"ne yazılan 04.06.2008 tarihli müzekkere ile karşılıksız çıkan çekten dolayı bankanın sorumlu olduğu 435.00 TL"nin istendiği, bu yazıda herhangi bir haciz talebi bulunmamasına rağmen bankaca borçlu hesabına haciz şerhi işlendiği, alacaklı tarafından 03.02.2010 tarihinde, bloke konulan paranın dosyaya celbinin istendiği, paranın 29.02.2012 tarihinde icra dosyasına gönderildiği ve bu dosyada sıra cetveli düzenlendiği anlaşılmıştır. Şikayet olunan ..."ın alacaklı olduğu ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/3849 E. sayılı dosyasında borçlunun bankadaki paraları ile ilgili usulüne uygun haciz talebi olmadığı gibi, bankaca haciz talebi olarak kabul edilerek kayıtlara 02.07.2008 tarihinde haciz olarak işlenen kayıttan itibaren İİK"nun 106. maddesindeki 1 yıllık süre içerisinde paranın dosyaya celbinin istenmemiş olduğu anlaşıldığından sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle usulüne uygun haczinin bulunduğundan söz edilemez. Şikayetçinin 15.07.2008 tarihinde kesinleşen ilk haczi 1 yıllık süre içerisinde paranın dosyaya celbi istenmediğinden düşmüş ise de, 06.11.2009 tarihli müzekkere ile İİK"nun 88. maddesine uygun olarak talep ettiği ve hesapta bulunan para üzerine konulan 18.11.2009 tarihli haczi süresinde paranın dosyaya celbinin istenmesi nedeniyle ayaktadır. Şikayet olunan vergi dairelerinin ise bankadaki paranın süresinde dosyaya celbinin istenmesi üzerine bu dosyaya gönderilme tarihi olan 08.08.2011"den önce haciz koydukları anlaşıldığından 6183 sayılı Kanun"un 21/1. maddesi uyarınca ilk haciz olan şikayetçinin haczine iştirak koşulları gerçekleşmiştir.
    Mahkemece, şikayetçinin haczinin ilk haciz olduğunun kabulü ile şikayet olunan vergi dairelerinin hacizlerinin bu hacze iştiraklerini sağlayacak şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi