20. Hukuk Dairesi 2015/921 E. , 2015/1272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu 485 sayılı parselin bulunduğu yörede, 1956 yılında yapılıp 04/01/1957 ilâ 02/02/1957 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında ............ Köyü 485 parsel sayılı 5800,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davacı gerçek kişilerin murisi .............. adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Taşınmaz tapuda halen de davacı gerçek kişilerin murisi adına kayıtlıdır.
Davacı gerçek kişiler vekili, 12.09.2011 tarihli dava dilekçesiyle; ............ Beldesi 485 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi .............. adına tapuda kayıtlı olduğunu, ............ Beldesinde, kadastro ekipleri tarafından yapılan düzeltme ve aplikasyon çalışmalarında 485 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 600,00 m² yüzölçümündeki bölümünün orman alanı içinde gösterildiğini ancak, bu aplikasyon düzeltme işleminin hatalı olduğunu iddia ederek, düzeltme ve aplikasyon işleminin iptali istemiyle askı ilân süresi içinde dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine ve ............ Beldesi 485 parsel sayılı taşınmazın 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışmalarındaki kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan düzeltme ve aplikasyon işlemine karşı 30 günlük askı ilân süresi içinde açılan itiraz davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 28.05.1945 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 03.03.1978 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 16.12.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritası ile aplikasyon haritalarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, yörede 2010 yılında 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan düzeltme ve aplikasyon çalışmasının tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun teknik mevzuata uygun hale getirildiği ve çalışmanın orman kadastro tutanakları ve mevzuata uygun olduğu ve zemin durumunu doğru yansıttığı belirlenerek yazılı şekilde davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken, dava konusu 485 sayılı parselin zaten tapuda kayıtlı olduğu gözönüne alınmadan taşınmaz hakkında mükerrer tescil oluşturacak şekilde yeniden tapu tescil kararı verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının ikinci bendinde yer alan “2-Dava konusu ........... İli, ......... İlçesi, ...... Beldesi 485 parsel sayılı taşınmazın 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışmalarındaki kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin tamamen kaldırılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.