Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/8736
Karar No: 2010/14166

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8736 Esas 2010/14166 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/8736 E.  ,  2010/14166 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DATÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/09/2008
    NUMARASI : 2005/173-2008/184

    Taraflar arasında görülen davada:
    Davacı Hazine, çekişme konusu 4, 7, 10 nolu parsellerin kadastro öncesi 7367 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca bedelsiz olarak davalı belediyeye devredildiği, kadastro tespiti kesinleştikten sonra tapu sicil kaydına “belediyece kanun amaçlarında kullanılmadığı takdirde Maliye tarafından geri alınacağı” şerhinin konulduğunu, davalı Belediyenin taşınmazları devir amacına uygun kullanmadığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı belediye, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın subut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı belediye vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alında. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, tapu iptal ve  tescil  isteğine ilişkin olup,  mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan  delillere göre; davacı Hazine tarafından çekişme  konusu  taşınmazların 1.9.1960 tarihinde,  7367  sayılı Yasa hükümlerinde öngörülen amaca uygun olarak kullanılmak üzere davalı Belediyeye devredildiği; 1979 yılında yapılan genel kadastro sırasında çekişme konusu taşınmazların davalı Belediye adına tespit edildiği; kadastro tespitinin 13.7.1982 tarihinde kesinleşmesi üzerine  161 ada 4, 7 ve 10 nolu parseller olarak davalı Belediye adına tescil edildiği, bu şekilde çap kaydı oluştuktan sonra 17.1.1990 tarihinde, davacı Hazinenin tek taraflı işlemiyle "  Belediyece kanun amaçlarında kullanılmadığı takdirde Maliyece geri alınacaktır" şeklinde   taşınmazların sicil kaydına şerh konulduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazların devrinin sebebini teşkil eden amaç dışına çıkılarak davalı Belediyece tasarruf edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki;  1979 yılında yapılan  kadastro tespiti sırasında, çekişme konusu taşınmazların kadastro  tespit tutanaklarının beyanlar hanesine her hangi bir şerh düşülmemiş olduğu, çap kaydı oluştuktan sonra tek taraflı olarak yukarıda açıklanan şerhin sicil kaydına yazıldığı gözetildiğinde;  anılan şerhin davalı Belediye aleyhine hukuki bir netice doğurmasının  yasal açıdan mümkün olmadığı  açıktır. Bu durumda, davacı Hazinenin iddiasının, kadastro öncesi nedene dayalı bulunduğu sabittir. Bilindiği üzere,  14 Mart 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Yasası’nın 12. maddesinin üçüncü fıkrasına  “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dâhil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır.” cümlesi ve anılan Yasa’nın 3. maddesi ile de aynı  Yasa’ya  “Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.” şeklindeki geçici 10. madde eklenmiştir.
     Bilindiği gibi, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen  hak düşürücü süre  olumsuz dava şartlarından olup,   kamu düzenine  ilişkin bulunduğundan Mahkemece, davanın her aşamasında  kendiliğinden gözetilmesi gerekli  olan bir kuraldır.
    Somut olayda, çekişme konusu 4, 7 ve 10  parsel sayılı taşınmazların kadastro  tespitinin 13.07.1982 tarihinde  kesinleştiği ve davanın ise  20.03.2000 tarihinde açıldığı,  bu durumda, kadastro  tespitinin  kesinleştiği  tarihten itibaren davanın açıldığı tarih  arasında  3402 Sayılı Yasanın 12/3.  maddesinde  sözü edilen  10 yıllık  hak düşürücü sürenin  geçmiş  olduğu tartışmasızdır. O halde, mahkemece karar verildikten sonra  yürürlüğe giren yukarıda belirtilen 5841 Sayılı Yasada öngörülen düzenlemeler gözetilmek suretiyle bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Hal böyle olunca; davalı belediyenin  temyiz itirazının kabulü ile  hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.  maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2010  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi