Davacı, 01.05.1995 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün; davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1995 yılında yapılan ilk prim kesintisini takip eden aybaşından Tarım Bağ-Kur"a tescil olduğu 14.6.2006 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa"ya tabi Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
2926 sayılı Yasa"nın 7. maddesine göre, bu Yasay"a göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten engeç 3 ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5. maddesi ile 7. maddede belirtilen süre içerisinde kayıt ve tescillerini yaptırmayanların, hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir.
Yasa"nın (2926 sayılı) 2. ve 3. maddesinde, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanların Yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığını zorunlu sigortalılık addetmiştir ve kaçınmak mümkün değildir. Kurum"a kayıt ve tescillerini yaptırmayanların kayıt ve tescili Kurumca resen yapılmalıdır. 2926 sayılı yasanın 36. maddesi gereği prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur"a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum"un başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödeme suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur"un buna rağmen kayıt ve tescil"i yapmaması, Yasa"nın kendisine yüklendiği re"sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye Muhtarlık, Nüfus İdareleri kayıtlarıyla diğer kamu Kurum ve Kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri Kooperatifleri ile Birliği, T. Şeker, Fabrikaları A.Ş ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarını esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının teslim ettiği ürün bedelinden ilk ve tek prim kesintisinin 20.4.1995 tarihinde yapıldığı, tapuda kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, kooperatif ortağı olmadığı kredi kullanmadığı, 14.6.2006 tarihinde ziraat odasına kaydedildiği, 1994 yılından sonra pancar ekimi yapmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece 1.5.1995-31.12.1995 tarihleri arası tesbit kararı verilmesi yerinde ise de 1.1.1996 ile Tarım Bağ-Kur"a tescil olduğu 14.6.2006 tarihleri arasında Bağ-Kurlu olduğunun tesbitine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Zira bu tarihler arası Ziraat Odası veya başka bir oda kaydı olmayıp, ürün tevkifatı yapıldığını gösterir belgeler de yoktur.
Yapılacak iş, davacıya (ihtilaf konusu dönemde) ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak, bu kişi kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden tevkifat yapılıp yapılmadığını sormak ve yapılmış ise belgelerini getirmek ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.