Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/654
Karar No: 2015/1399
Karar Tarihi: 10.03.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/654 Esas 2015/1399 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/654 E.  ,  2015/1399 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 17.10.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Av. .............. geldi, diğer taraftan ................ Yönetimi vekili Av.............ve ........... vekili Av. .......... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ........... Köyü"nde bulunan yaklaşık 4000 m² yüzölçümündeki taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının vekil edeni yararına oluştuğunu, tescili istenen taşınmazın bir kısmının kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, bu kısmın orman ile ilgisinin bulunmadığını iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre vekil edeni adına tescilini istemiştir.
    Davalı ... Yönetimi vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ........... vekili, davanın reddi ile, Medenî Kanunun 713/6 madesi uyarınca taşınmazın orman niteliğiyle tescilini talep etmiştir.
    Yargılamanın devamı sırasında, ..., taşınmazın tamamanın adına tescili istemiyle, .......mirasçıları ..., .............., ..........., ..., ... ise, taşınmazın 1/3 hissesinin veraset ilamındaki payları oranında adlarına tescili istemiyle davaya katılmışlardır.
    30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanuna göre ........... Köyü"nün tüzel kişiliği kaldırıldığından husumet, ........ Belediye Başkanlığına yaygınlaştırılmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine, davalı ...........nin karşı tescil isteminin kabulüne ve 16.07.2013 tarihli bilirkişi rapor ev eki krokide (A) harfi ile gösterile 7094,14 m² ve (B) harfi ile gösterilen 639,08 m² yüzölçümlü taşınmazların orman niteliğiyle ........... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve katılanlardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescile ilişkindir.
    Yörede ilk orman kadastrosu 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1941 yılında yapılıp kesinleşmiştir. Daha sonra, 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile, 1989 yılında yapılıp 13.12.1989 ilâ 13.06.1990 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşen evvelce sınırlaması yapılan yerlerde aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde, evvelce sınırlaması yapılmayan ormanlarda orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    Taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1961 yılında yapılıp kesinleşmiş, dava konusu taşınmazların bulunduğu alan orman olarak tapulama harici bırakılmıştır
    Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman olarak tapulama harici bırakıldığının kabulü ile orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi ile davalı ...........nin karşı tescil talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamında toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli ve elverişi değildir. Şöyle ki; taşınmazların orman olarak tapulama harici bırakılmasının, taşınmazın niteliğini belirlemede tek başına yeterli olmadığı gözetilmemiş, orijinal kadastro paftası getirtilmemiş, imar planı içinde olup olmadığı araştırılmamış, koşu parsellere ait kadastro tesbit tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmemiş, dava tarihinden 15 - 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve bunlardan üretilmiş memleket haritaları ile en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilmek suretiyle taşınmazların öncesinin ne olduğu belirlenmemiş, üzerindeki ağaçların cinsi,yaşı, dağılımı irdelenmemiş, tanık ve yerel bilirkişilerin beyanları olayları dayalı olarak saptanmamış, bilirkişi raporlarında 1941 yılı tahdidi ile 1989 orman kadastrosu arasında açı ve mesafe hataları olduğu belirtilmesine ve değerlendirme yapılmasının hatalar düzeltildikten sonra sağlıklı olacağı bildirilmesine rağmen, orman kadastrosuna ilişkin denetime elverişli inceleme ve rapor bulunmadığı gözetilmemiştir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
    Dosya içeriğinden, yörede ilk orman kadastrosunun 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ve 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılıp kesinleştiği, sınırlama dışında kalan ormanlara ilişkin ise 6831 sayılı Kanuna göre ve 4785 sayılı kanun hükümleri gözetilerek 1989 yılında yapılıp 13.12.1989 ilâ 13.06.1990 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; 3116 tahdidine göre orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman olup olmadığı ve hukuki durumu, kesinleşmiş orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenemez. Çünkü, 3116 sayılı Kanunda sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması ile orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman niteliği ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların öncesinin orman olup olmadığının 4785, 5658 sayılı Kanunlar ile 6831 sayılı Kanunun 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi hükümlerine göre -(19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Kanunla 7. maddede yapılan ibare değişikliği de nazara alınarak) çözümlenerek, dava konusu taşınmazların öncesinin orman olup olmadığının belirlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iade koşulları bu Kanunda gösterilmiştir.
    O halde, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının belirlenmesi için, çekişmeli taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve TMK’nın 713. maddesine dayanılarak dava açıldığından dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/6/2005 tarihli ve 2005/9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği (BÖHHBÜY) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik
    ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmak suretiyle çekişmeli taşınmazların öncesi ve güncel durumunun niteliği belirlenmeli, 1941 yılı orman kadastrosu dışında olmasına rağmen öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu resmi belgelere göre belirlendiği takdirde, 14.06.1990 yılında kesinleşen orman kadastrosu dışında bırakılmış ise, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, bu tarihten sonra sürdürülen zilyetliğin ise dava tarihi olan 10.02.2010 tarihi itibariyle oluşmadığı gözetilmelidir.
    Anlatılan şekilde yapılan araştırma sonucunda, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; taşınmazların eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazları çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmazlar olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda 5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak belirleneceğinden, ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bunun yanında ziraat bilirkişice taşınmaz üzerindeki ağaçların yaşı, dağılımı, kapalılık durumu incelenmeli, fen bilirkişice ağaçların dağılımı denetime elverişli ve keşfi izlemeye olanak verir krokide gösterilmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... ve katılanlardan ... ve ............."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, temyiz incelemesi duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100 TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi