Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/9704
Karar No: 2009/543
Karar Tarihi: 20.01.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/9704 Esas 2009/543 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi 2008/9704 E., 2009/543 K.

1. Hukuk Dairesi 2008/9704 E., 2009/543 K.

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı İdare, davalılar miras bırakanına tahsis edilen 6 parsel sayılı taşınmaz üzerine belirlenen sürede yapı yapılmadığını, 775 Sayılı Yasa ve uygulama yönetmeliklerindeki koşulların yerine getirilmediğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.

Davalılar, mücbir sebeplerden dolayı zamanında bina yapılamadığını, ödedikleri arsa bedelinin taraflarına iadesinin gerektiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davalıların 775 Sayılı Yasanın 27.maddesinin koşullarının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.01.2009 Salı günü saat 9.45 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi B.... D........ K.."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3189 ada 6 parsel sayılı taşınmaz İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı iken Belediyece davalıların miras bırakanı Müslüm"e tahsis edildiği ve onun 05.07.1984 tarihinde ölümü nedeniyle 09.11.1989 tarihinde 775 Sayılı Yasanın 25 ve 27.maddeleri hükümleri gereğince bedeli karşılığı tahsisen temlik edilerek mirasçıları adına paylı mülkiyet üzere sicil kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.

Davacı Belediye davalıların temlik edilen çekişme konusu taşınmaza yasaca öngörülen süre içerisinde yapılanmadıkları nedeniyle murisleri Müslüm"e yapılan tahsisin iptal edildiğini ve sicilin dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.

Gerçekten de, çekişme konusu taşınmazın 775 Sayılı Yasanın 25.maddesi uyarınca satış suretiyle temlik edildiği ve idarenin belirlediği ödeme planı çerçevesinde bedelinin ödendiği, ancak aynı yasanın 27.maddesinde öngörülen süre içinde (1 yıl) kendisine tahsis yapılan Müslüm"ün ve onun ölümüyle de mirasçılarının konut yapmaya başlamadıkları ve aynı yasanın 32.maddesi hükmü hilafına önceden tespit edilen plana göre 2 yıl içinde yapının nüve kısmınında bitirilmediği dosya kapsamıyla sabit ise de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Emlak, İstimlak Daire Başkanlığı Mesken Gecekondu İşleri Müdürlüğünün tahkikat raporunda taşınmaz üzerinde bina bulunduğu bildirilmiş, keza keşif tarihine göre 8-10 yıllık binanın varlığı mahkemece de keşfen saptanmıştır.

Hemen belirtilmelidir ki, 30.07.1966 tarihinde yayımlanmasıyla yürürlüğe konulan ve bazı hükümlerinin iptal ve değişikliğe uğramasından sonra halen varlığını sürdüren 775 Sayılı Gecekondu Kanunu düzenlemeleri ile genel gerekçesinde de açıklandığı üzere dar gelirli ve konutsuz yurtdaşların ucuz konut sahibi olmalarının sağlanması ve gecekondulaşma eğilimlerinin ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Esasen, Anayasanın 2.maddesinde yeralan ve değişmesi dahi teklif edilemeyen (An.Y.md.4.) sosyal devlet olmanın gereğide budur. Kaldı ki, Devletin temel amaç ve görevlerini belirleyen Anayasanın 5.maddesi aynen "Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır." hükmünü amir bulunmaktadır. O halde, Hukuk Genel Kurulunun 25.11.1981 tarih ve 1980/1-2059 esas ve 1981/764 sayılı kararında değinildiği üzere "...Devlet bir ülkede yaşayan insan topluluğunun yalnız en az güçlü değil, aynı zamanda sözüne ve tasarruflarına en çok güvenilen varlığı olmalıdır. Devlet tasarruflarının yasalara uygunluğu kadar istikrarlı ve tutarlı olmasıda gereklidir. Devlet yeri geldiğinde yüceliğinin şan ve şerefinin gerektirdiği ölçüde semahat ve atıfet göstermekten geri kalmamalıdır. Bazı hallerde Devletin saygınlığı ve itibarı maddi hesaplardan üstün tutulmalı, ölçülü bir hoşgörü ve atıfet sınırlarını aşmamak kaydıyla Devlet verdiğini geri almaktan vazgeçebilmelidir. Zira bir ülkenin ve toplumun en "büyüğü" olmak bazan maddi değerlerin üstüne ve dışına çıkmayı zorunlu kılabilir.Tasarruf yanlış ise, Devlet yapılan yanlışlığı kısa zamanda düzeltmeli, düzeltme yolunu tutmadığı ve yanlışlığı sürdürdüğü hallerde bunun faturasını bir kişiye, yurtdaşa ödetmeye kalkışmamalıdır." işte böylesi bir devletten ancak sosyal Devlet olarak bahsedilebilir. Öte yandan, davacı idarenin Devletin bir rüknü olduğu tartışmasızdır.

O halde, bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, taşınmaz 1984 yılında, davalıların miras bırakanına tahsis edilmiş ve 1989 tarihinde de mirasçıları adına sicil kaydı oluşturulmuş ve bedeli idareye ödenerek buna istinaden davalılar taşınmaz üzerine bina yapmışlar ve dava tarihine kadarda burada gerek gelirlerinden istifadeyle ve gerekse tasarruf etmek suretiyle hayatlarını sürdüre gelmişler, taşınmazın maliki olarak bir başka ifadeyle mülkiyetine sahip oldukları inancı ve vatandaş bilinciyle yıllarca vergilerini devlete ödemişlerdir.

Ayrıca belirtilmelidir ki, Anayasanın 90/5.maddesiyle iç hukukun üstünde olduğu Devletimizce kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri gereğince mülkiyet hakkı kabul edilmiş temel haklardandır. (Anayasa Md. 35/1, AİHS Ek Prot. 1-1) Türk Medeni Yasasının 683. Maddesinde de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi belirtilmiş, malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava konusu edebileceği hüküm altına alınmıştır.

Öyleyse, bütün bu değinilen hususlardan sonra idarenin taşınmaz üzerine temlikle amaçlanan bina yapma olgusu gerçekleştirildiği ve 20 yıl süreyle sicile bağlı (mülkiyet hakkı sahibi) olarak taşınmaz tasarruf edildiği, öte yandan taşınmazın temlik bedelinin 10 yıl gibi uzunca bir süreye yaymak suretiyle tahsili cihetine giden idarenin bu süre içerisinde binanın yapılmadığını, basit bir araştırma ile tespit edebileceği halde, sırf öngörülen sürede bina yapma koşulunun gerçekleştirilmediğinin ileri sürülerek 20 yıl sonra taşınmazın tapusunun iptalini ve idare adına tescilini istemenin Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde anlamını bulan objektif iyi niyet kuralları ile bağdaştığı söylenemeyeceği gibi kabul de edilemez.

Nitekim, temyizen incelemesi daireden geçen Eyüp ve Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince aynı gerekçeyle ittihaz edilen kararlar dairece benimsenerek istikrar kazanmıştır.

Öyleyse, aynı nitelikteki eldeki davanın da reddine karar verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur.

O halde, davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi