Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının teslim ettiği ürün bedelinden yapılan ilk tevkifat kesintisinin yapıldığı tarihten itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 1.5.1995 tarihinden dava tarihi olan 5.6.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede, davacının Tarım Kredi Kooperatif kaydının 4.6.1998 tarihinde başlağı, Ziraat Odasına ve Karadeniz Birlik Yağlı Tohumlar Kooperatifi Birliğine kayıtlı olmadığı, tapuda 10 dönüm arazisinin olduğu davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 10.4.1995 tarihinde yapıldığı görülmektedir.
Mahkemece kesintinin bulunduğu 1.5.1995-31.12.1995 tarihleri arasındaki dönem yönünden verilen tesbit kararı doğru isede prim kesintisinin bulunmadığı ve tarımsal faaliyetin kanıtlanmadığı 1.1.1996-5.6.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin eksik inceleme ve araştırma sonucu kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davacıya varsa 1.1.1996-5.6.2006 tarihleri arasında ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden kesinti yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.