3. Hukuk Dairesi 2017/9487 E. , 2017/9798 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalının elektrik abonesi olduğunu,davalı ... şirketinin düzenlediği faturalar ile kendisinden kayıp kaçak vb. bedeller adı altında haksız bedeller tahsil ettiğini ileri sürerek,fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere geçmiş on yıla ait kayıp kaçak vb. bedeller ile bu bedeller üzerinden haksız şekilde tahsil edilen KDV için şimdilik 5.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,yetkili mahkemenin .... Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki ve görev itirazında bulunmuş;esasa yönelik olarak ise,kayıp-kaçak vb. bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca .... Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu,tarafların tacir olmaları nedeniyle yetki sözleşmesi uyarınca artık diğer genel yetkili mahkemelerin yetkilerinin son bulduğu,HMK’nun 19. maddesine uygun yetki ve itirazında bulunulduğu gerekçe gösterilerek,davanın görev ve yetkisizlik yönünden reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak vb. bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.
2-) Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde hükmün ihtiva etmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir . Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda;mahkemece taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca .... Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu,tarafların tacir olmaları nedeniyle yetki sözleşmesi uyarınca artık diğer genel yetkili mahkemelerin yetkilerinin son bulduğu,HMK’nun 19. maddesine uygun yetki ve itirazında bulunulduğu belirtilmek suretiyle mahkemece yetki yönünden davanın reddine karar verildiği gerekçe kısmında dile getirilmiş ise de,hüküm kısmında gerekçe ile çelişki oluşturacak şekilde’’ davanın görev ve yetki yönünden reddine’’ şeklinde hüküm tesis edildiği,bu itibarla da,kararın gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olduğu anlaşılmakla,bu husus usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.