20. Hukuk Dairesi 2014/8939 E. , 2015/1488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ......... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastro çalışmalarında 236 hektar 2711,35 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla ......... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Kişiliğini temsilen ve kendisi adına asaleten köy muhtarı ......... ........... (Kapanan) Asliyle Hukuk Mahkemesine verdiği 25/04/2007 hâkim havale tarihli dilekçesinde özetle: ........... İlçesi, ............ Köyü mülkî sınırları içerisinde kalan, sınırlarını bildirdiği taşınmazın içerisinde kadimden beri köylünün mera olarak kullandığı alan olmasına rağmen davalı ... Köyünün mera olan kısımlarının kendi köylerine ait olduğunu belirterek haksız müdahalede bulunduğunu, ayrıca, dava konusu yapılan alan içerisinde kendi murislerinden kalan taşınmazların bulunduğunu ileri sürerek, davalı köyün bu taşınmazlara olan müdahalesinin önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Asliye hukuk mahkemesinin 16/01/2008 tarih 2007/4 E. - 2008/1 K. sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadastro çalışmaları yapıldığı, dava konusu taşınmaz için 103 ada 3 parsel sayılı kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve dosya ........... Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Dahili davacılar ... ve arkadaşları, kadastro mahkemesine sundukları dilekçe ile; davacı ......... ile birlikte kendilerinin de pay sahibi oldukları taşınmaza ilişkin tapu kayıtları olduğunu, bu tapu kaydına göre kendilerinin tapu maliki olduklarını ileri sürerek, davalı köyün bu taşınmaza olan müdahalesinin men"ini, kadastro tespitinin iptali ile tapu kaydı kapsamında kalan ve zilyetliklerinde bulunan kısımların tapu malikleri adına; kalan kısımlarının ise, ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir
Yargılama sırasında davalı ... vekilinin talebi üzerine, dava ..... Yönetimine ihbar edilmiş; ..... Yönetimi, davaya aslî müdahil olarak katılmış ve taşınmazın orman vasfıyla ......... adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacıların davasının reddine, aslî müdahil ..... Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla ......... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar .... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu kesinleşmediğinden, taşınmaz kadastro çalışmalarının yapıldığı tarihte davalı olup, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinde düzenlenen re"sen araştırma ilkesinin somut olayda uygulanması gerektiği ve taşınmazla ilgili mera ve orman iddiası olduğu halde, yöntemine uygun olarak mera ve orman araştırması yapılmamış, keşifte dinlenen tanık ve bilirkişiler, taraflarla akrabalığı ve husumeti olmayan komşu köylerden seçilmemiş, komşu parsel kayıtları getirtilerek uygulanmamış, davalıların taşınmazlarda sürdürdükleri zilyetliğin ne şekilde olduğu, çayır niteliğindeki taşınmazlarda hayvan otlatarak mı, yoksa otunu biçerek mi zilyet ettikleri tam olarak araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli ve 20 yıl önceye ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ..... ve .....Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, yöntemince mera araştırmasının yapılması ve komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi gerekir.
Kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi, taşınmazların yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğiyle mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu idarî işlemler kesinleşmiş ise yayla tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman bilirkişisi, tapu fen memuru ve uzman üç ziraatçi bilirkişi, tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişiler marifetiyle taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tesbit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, davacı kişiler tarafından dayanılan tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile dosya arasına getirtilmeli, tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, keşif sırasında dayanılan tapu kayıtları taşınmaza uygulanmalı, tapu kaydının hukukî değerini koruyup korumadığı tartışılmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ......... ve ............ Köyü Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi.