Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, M... ilçesi Ç.... Köyü 46 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, davalının da Çorlu ili Maksutlu Köyü 6 ada 3 nolu parselin maliki olup, davalının aleyhlerin el atmanın önlenmesi davası açtığını ve mahkemece de davalı tapusunun eski tarihli olması nedeniyle elatmanın önlenmesine karar verildiğini, taşınmazlarının eski tapu kaydı bulunduğunu, davalı tapusunun ise hatalı kadastro işlemleri ile oluştuğunu, Çorlu tapulama komisyonunun M... ilçesi içerisinde kalan araziyi ölçme yetkisi olamayacağından kendi taşınmazlarını kapsayacak şekilde yapılan tapulama işleminin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, davalı tapusun 11.897 m2’lik bölümünün iptaliyle kendi tapu kayıtlarına ilave edilerek tesciline karar verilmesi isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, çekişme konusu taşınmaza ilişkin kendi tapu kaydının 1939 tarihinde oluşturulduğunu ve eski tarihli olduğunu belirtmiş, müteakip cevap dilekçelerinde ise yetkisizlik itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 22/1 ve Türk Medeni Kanununun 1026. maddesi gereğince Çorlu Maksutlu köyünün 1938 tarihinde yapılan kadastrosundan sonra 1958 tarihinde Muratlı Çevrimkaya Köyü kadastrosunun davaya konu çakışan nizalı kısma ilişkin olarak 2. kadastro niteliğinde olduğu ve tüm sonuçları ile hükümsüz olup, Tapu Sicil Müdürlüğünden bu kısmın terkininin talep edilmesinin gerekli olduğu, süresinde dava açılmayan hallerde yasa gereğince 2. kadastronun Tapu Sicil Müdürlüğünce re’sen iptal edilmesinin gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.1.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat H.E. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 46 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılara ait olduğu, 6 ada 3 parsel sayılı taşınmazın da davalı adına kayıtlı bulunduğu, öte yandan 46 nolu parselin Muratlı, 3 parsel sayılı taşınmazın ise Çorlu İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğü kütüğünde kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.
Davacılar, kendilerine ait 46 parsel sayılı taşınmazın 11.897 m2 lik bölümünün aynı zamanda davalıya ait 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, bu yerin iç içe girdiği (tedahül ettiği) ve mükerrer kadastro nedeniyle bu kısma ilişkin olmak üzere çifte tapu kaydının oluştuğunu ileri sürerek, davalının bu bölüme ilişkin tapusunun iptalini dava etmişlerdir.
Bilindiği ve HUMK."nun 13/1. maddesinde düzenlendiği üzere taşınmazın aynına ilişkin davalar taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Bu maddedeki, "taşınmazın bulunduğu yerden maksat" taşınmazın il veya ilçe sınırları bakımından fiilen bulunduğu yerdir. Yoksa tapuda kayıtlı olduğu yer değildir.
Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin ve kesin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi zorunludur.
Ne varki, mahkemece yetki ile ilgili olarak bir araştırma yapılmadığı gibi yerinde keşif yapılarak çekişme konusu taşınmazın hangi il veya ilçe idari sınırları içerisinde bulunduğu da tespit edilmiş değildir.
Öyle ise, çekişmeye konu bölümle ilgili olarak yetki meselesi halledilmeden işin esası yönünden çekişmenin karara bağlanması doğru olmadığı gibi yolsuz tescil niteliğindeki çifte tapu olgusunun giderilmesi bakımından açılan davanın sicile yönelik olduğu gözetildiğinde mahkemece nitelendirmede hataya düşülerek isteğin idareyi ilgilendirdiği gerekçesiyle, davanın reddedilmiş olması da isabetli değildir.
Hal böyle olunca, yerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması denetime elverişli rapor alınması, çekişmeli taşınmazın bulunduğu idari sınırların belirlenmesi, yetki hususunun da değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 27.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.