20. Hukuk Dairesi 2014/9035 E. , 2015/1535 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA KONUSU : ....... İlçesi, ...... Mahallesi 24 ada 33, 56 ve 111 sayılı parseller
Taraflar arasındaki kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15/04/2014 gün ve 2014/1707 - 2014/4565 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ..... Yönetimi vekili ile davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur. Ayrıca ..... kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tabi oldukları kanun ve hukuki konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosunun 3402 sayılı Kanunun 22/1 maddesi anlamında 2. kadastro olarak kabul edilemeyeceği hususu da dikkate alındığında, Dairemiz bozma ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nun 440. maddesinde yer alan sebeplerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 248.00.- TL. para cezasının ..... Yönetimi ve ..."dan ayrı ayrı, Harçlar Kanunu uyarınca 57.60.- TL. ret harcının ..... Yönetiminden alınmasına 12/03/2015 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY YAZISI
Dava, davacı ..... Yönetimi tarafından, çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdit hattı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile açtığı tapu iptal ve tescil davasıdır.
Dava konusu taşınmazlar 24 ada 33, 56 ve 111 parseller olup, 24 ada 111 parsel, aynı ada 35 parselden ifrazen oluşmuştur. 1944 yılında başlayan ve 2613 sayılı Yasa uyarınca yapılan tesis kadastrosu çalışmaları sonucu, 24 ada 56 parsel sayılı taşınmaz, revizyon gören ve iskanen oluştuğu anlaşılan Eylül 1937 tarih 77 sıra numaralı tapu kaydı nedeniyle Murat Aras adına tescil edilmiş; 24 ada 33 parsel sayılı taşınmaz iskan kayıtları nedeniyle senetsizden .......ve müşterekleri adına tescil edilmiş, 1947 yılında ............"ya intikal etmiş; 24 ada 35 parsel sayılı taşınmaz ise yine iskan kayıtları nedeniyle senetsizden ..... ve ......... oğlu ...... adına tescil edilmiş, 1959 yılında taksim nedeniyle ifraz görerek 24 ada 11 parsel ifrazen Aliye aras adına tapuya tescil edilmiştir. Davalı 1992 yılında çekişmeli taşınmazları satın almış ve adına tapu kayıtları oluşmuştur.
Yörede orman kadastrosu, arazi kadastrosundan sonra, 1949 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış ve 19.01.1951 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak kesinleşmiştir. Daha sonra 04.04.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon, sınırlama dışı kalmış ormanlarda orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması ile 1995 yılında yapılıp 31.01.2013 tarihinde ilân edildiğinden dava tarihinden önce kesinleşmeyen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların 3116 sayılı Kanuna göre 1949 yılında yapılan ve 1951 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin bozma ilamında, 3116 sayılı Kanuna göre oluşan orman tahdit hattının yöntemine uygun şekilde belirlenmediği belirtilmiş ve bu yönden karar araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit hattının çekişmeli taşınmazla ilgili 5558 sayılı OTS noktası, orman sınırında ".............." taşınmazını okumaktadır. Çekişmeli taşınmazlardan 24 ada 33 parsel sayılı taşınmazın 1949 yılındaki maliki "............"dır. Bu itibarla, Dairemizin orman tahdit hattının yöntemine uygun şekilde belirlenmediği hususuna değinen bozma gerekçelerine ve buna ilişkin karar düzeltme talebinin reddi kararına katılıyorum.
Ne var ki davalı ... vekili, karar düzeltme talebinde, "temyiz dilekçelerinin (B) bendinde de belirttikleri üzere, orman kadastrosunun ikinci kadastro olduğu ve hükümsüz bulunduğu"nu bildirmiş ve Dairemizin sayın çoğunluğu, "orman kadastrosunun, tâbi olduğu yasa ve sonuçları itibariyle 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi anlamında ikinci kadastro olarak kabul edilemeyeceği" görüşüyle bu yöndeki itirazları da reddetmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/20-559 E. - 2014/123 K. sayılı kararında yer alan çoğunluk görüşü ile Dairemizin, 2015/472 E. - 2015/747 K. ve 2015/2319 E. - 2015/1663 K. sayılı ilâmlarının "karşı oy yazısı" bölümünde açıkladığım gerekçelerle, arazi kadastrosu yapıldıktan sonra aynı taşınmazlar hakkında bu kez orman kadastro çalışmasının yapılması halinde, orman kadastrosunun, arazi kadastrosu ile çakışan bölümlerinin, 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca ikinci kadastro yasağı kapsamında hükümsüz olduğu ve hükümsüz sayılması gereken orman tahdit hattına itibar edilerek çekişmeli taşınmazlaın orman sayılan yerlerden kabul edilemeyeceği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun, bu yöne ilişkin görüşüne katılamıyorum.