11. Hukuk Dairesi 2012/6797 E. , 2013/23064 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.01.2012 tarih ve 2004/250-2012/34 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17.12.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıya işyeri poliçesi ile sigortalı müvekkiline ait işyerinden ekonomik değere sahip mallarının çalınmasına rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, şimdilik 500,00 TL"nin 08.04.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile de 60.000 TL"nin temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilince yapılan incelemede hırsızlık olayının gerçekleşmediğinin ve tazminat taleplerine ilişkin ibraz edilen faturaların mal karşılığı verilmediğinin tespit edildiğini, davacının düzmece faturalar ile müvekkili şirketi dolandırmaya kalkışması ile ilgili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalı hırsızlık olayının gerçekleşmediğini öne sürerek ödemeden kaçındıklarını savunmuş ise de ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen karar ile hırsızlık olayının gerçek olduğunun saptandığı, toplam gerçek zararın 60.854.13 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusu da zarar miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Hiç şüphesiz sigortacı, sigortalının gerçek zararını tazmine mecbur olup, sigortalı ise gerçek zararını usulüne uygun bir şekilde kanıtlamak zorundadır. Bu bağlamda somut olayda mahkemece, davaya dayanak faturaların salt davacının ticari defterlerinde yer aldığından hareketle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Oysa, davaya dayanak yapılan faturaların gerçek bir mal alım satımını yansıtmadığının davalı vekilince savunulması karşısında, dava dışı satıcı firmaların defter ve kayıtları ile dayanak faturaların gerçek bir mal alımını ve satımını yansıtıp yansıtmadığı karşılıklı olarak incelenmeden, gerektiğinde vergi dairesinden davacının vermiş olduğu beyannameler araştırılmadan, bu noktada faturaların sıhhati hiç tartışılmadan mahkemece, yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye dayalıdır.
Bu durumda, mahkemece, davacı ile dava dışı şirketlerin iştigal alanları ile davacı işletmenin iş hacmi de gözetilerek dayanak faturaların gerçek bir mal alım satımını yansıtıp yansıtmadığı, başka bir deyişle gerçek mal alımını kanıtlamaya yeterli olup olmadığı yeterince ve kuşkuya yer bırakmaksızın araştırılıp belirlenmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.