23. Hukuk Dairesi 2013/5572 E. , 2013/7618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirket ile Termik Santralin temizlik işleri ve bakım servisleri hizmetlerine ilişkin 09.05.2006 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketin işçisi .."ın, 13.04.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle ölümü sonucu mirasçıları tarafından müvekkili ve davalı aleyhine açılan tazminat davasında mütesilsilen hükmedilen tazminata ilişkin davalının icra dosyasına ödeme yapmasından sonra eksik kalan 7.596,10 TL ve vekalet ücreti için 1.090,05 TL olmak üzere toplam 8.686,15 TL"nin icra dosyalarına müvekkilince ödendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 22.10 madde hükmü uyarınca davalının iş kazası sonucu ölen işçisi için davacı tarafça ödenen bedelden sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 8.686,15 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin 2007/171 Esas sayılı dosyasında davalı şirketin ölen işçisinin mirasçıları tarafından işbu dosyanın tarafları aleyhine murislerinin geçirdiği iş kazası sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, iş kazasında müteveffa işçinin % 20, ... Ltd. Şti."nin % 35, EÜAŞ"nin % 45 oranında kusurlu olmaları nedeniyle %20 oranına denk gelen zarar düşülerek hükmedilen tazminatın, ... Ltd. Şti. ve EÜAŞ"tan müteselsilen tahsiline karar verildiği, davacı tarafından icra takibi kapsamında 8.686,15 TL"nin ödendiği, iş sahibi davacının kusurunun, bunker üzerine ızgara konulmaması, şutun içerisine girilmeden kömür tozu tıkanıklıklarını açmak için uygun sistem kurmaması, denetlememiş olması iken, yüklenici davalının kusurunun, kömür tıkanıklığının giderilmesi sırasında emniyet ipi, emniyet kemeri gibi tedbirlerin aldırılmamış, bu hususta işçileri gereği gibi eğitmemiş olması olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 22/10 bendi ve teknik şartnamenin VI. maddesi c bendi 2. cümlesi de nazara alındığında yüklenici elemanlarının sebep olacağı her türlü kazadan doğacak sorumluluğun yükleniciye ait olacağı, yüklenicinin almadığı ya da talep etmediği tedbirlerin eksikliğinden dolayı oluşacak kazalardan keza yüklenicinin sorumlu olacağı, davacının kusuruna ilişkin olarak belirlenen hususların, uygun sistem kurmama, denetlememe vs. hususlarından oluştuğu, taraflar arasındaki sözleşme ve teknik şartname kapsamında bu hususların tamamen davalıya rücu edilecek hususlara ilişkin olmadığı, belirlenen kusur oranları kapsamında davacı ve davalının tazminattan sorumlu oldukları, davacının kesinleşen karar kapsamında icra takibine konu işçinin mirasçılarının alacak talebine ilişkin miktar da nazara alındığında % 45 kusuru oranına isabet eden miktarın talebe konu 8.686,15 TL"nin üzerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, üçüncü kişiye ödenen tazminatın taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince rücuen tahsili istemine ilişkindir.
09.05.2006 tarihli sözleşmenin 22/10 maddesinde “Yüklenici, personelinin işe başlamasını müteakip, işletmenin emniyet ve kaza önleme talimatlarına harfiyen uyacaktır. Yüklenici elemanlarının sebep olacağı her türlü kazadan doğacak zarar ve işletmenin uğrayacağı bütün hasar ve ziyan ile bunlardan doğacak mali, hukuki, idari ve cezai sorumluluk yükleniciye ait olacaktır. Bu amaçla yüklenici her türlü kazayı önleyici tedbirleri almaya, işletmenin iş emniyeti kurallarına uymaya, yetkili personelin ikaz ve tavsiyelerine riayet etmeye mecburdur. İş kazası sonucunda, yaralanma, işgöremezlik veya ölüm olduğu taktirde her türlü sorumluluk ve tazminat yükleniciye ait olacaktır.” hükmüne, sözleşme eki teknik şartnamenin "Çalıştırılacak işçilerle ilgili hususlar" başlıklı VI. maddesi c bendi 2. cümlesinde “Yüklenici almadığı ya da talep etmediği işgüvenliği tedbirlerinin eksikliğinden dolayı uğrayacağı iş kazalarından ve sonuçlarındaki hukuki işlemlerden doğrudan sorumlu olacaktır. Ayrıca yukarıdaki eksik ve kusurlardan dolayı yetkili merci ve makamlarca uygulanacak her türlü cezai müeyyideler yükleniciye tazmin edilecektir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı sözleşmenin 18. maddesi "" İşin, sözleşme ve eklerinde tespit edilen standartlarına (kalite ve özelliklere) uygun yürütülüp yürütülmediği EÜAŞ tarafından görevlendirilen Kontrol Teşkilatı aracılığıyla denetlenir."" hükmünü içermekte olup, iş sahibi davacıya denetim görevi verilmiş olduğuna göre, sözleşmenin işin başından sonuna kadar salt davalı yüklenicinin kontrolüne bırakılmadığı, iş sahibi davacının kontrol ve sorumluluğunun da devam ettiği, yüklenicinin, iş sahibinden tamamen bağımsız olarak iş yürütmediği anlaşılmaktadır. Zarar gören 3. kişi olan ölen işçinin mirasçıları karşısında, davacı, denetleme görevi nedeniyle 818 sayılı BK"nın 55. maddesi uyarınca adam çalıştıran sıfatıyla kusurlu 3. kişi olarak ve ayrıca alt işveren sıfatıyla o davada sorumlu tutulmuş ise de, 3. kişinin zararını ödedikten sonra davacının diğer müteselsil sorumlu davalıya iç ilişkide sözleşme hükümlerinde rücu hakkını engelleyen bir hüküm bulunmaması halinde dönebilir. Sözleşmenin ve eki teknik şartnamenin bu maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, yüklenici tarafından şartname hükümleri uyarınca yetkisi ve sorumluluğu dışındaki konularda sadece davacının sağlaması gereken bir kısım iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını iş sahibinden talep ettiği ve davacının bu tedbirleri almadığı savunulmamış, bu hususta herhangi bir delil sunulmamış olmasına göre, davacının alması gereken tedbirler davacıdan talep edilip aldırılmadıkça işçinin uğrayacağı iş kazasından doğan sorumluluk ve tazminat yükleniciye ait olacaktır. Bu durumda, mahkemece, davalı yüklenicinin sorumlu olduğu tazminattan bir kısmını anılan İş Mahkemesi kararı gereği ödeyen davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye dayanarak, tamamının rücuen tahsilini isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Kabule göre; davalının rücuen tazminatın tahsili için davacı aleyhine başlattığı icra takibine davacının itiraz ettiği ve davalının davacının kendisine rücu edebileceği tutarı mahsup ederek o takibe geçtiği yönünde işbu davadaki savunmasının takas niteliğinde bir beyan olduğu bilirkişi raporunda bildirilmiş ve davacı tarafından da ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/117 E sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasının bu dosya ile birleştirilmesinin o mahkemeden talep edildiği hususu işbu davada alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirtilmiş olup, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.