9. Hukuk Dairesi 2009/700 E. , 2010/5255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini
istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının kaçak elektrik kullanılmasına göz yumarak kurumun zararlarına sebebiyet verdiğini, 4857 sayılı İş Kanunun 25/2-e maddesine göre iş sözleşmesinin feshi ve 2 yevmiye kesimi cezası ile cezalandırıldığını, davacı hakkında 4.11.2004 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunu ceza davasının derdest olduğunu, feshin haklı nedene dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacının ... 6.İş Mahkemesinin 2004/1506–2007/177 sayılı davalı işveren aleyhine açtığı işe iade davasının kabulle sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, sözleşmenin feshine konu suçlamalara esas işlemlerin yapılmasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra yapılan feshin geçerli olamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davalı işverenliğin Disiplin Kurulunun 14.12.2004 tarihli kararıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine davacının işe iade davası açtığı ve ... 6.İş Mahkemesince 28.3.2007 tarih ve 2004/1504-2007/177 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, kararın Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacının ... 6.İş Mahkemesinde açtığı işe iade davası devam ederken, davalı işverenlik bu kez yine aynı dönemle ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda davacının başka eylemlerinin tespit edildiğini, davacının kaçak elektrik kullanılmasına göz yumarak kurumun zararına sebebiyet verdiğinden söz ederek 31.1.2007 tarihli bildirimi ile iş sözleşmesini feshettiğini bildirmiştir. Davacı 31.1.2007 tarihli feshin geçerli nedene dayanmadığı iddiasıyla inceleme konusu bu işe iade davasını açmıştır.
4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1 fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir.
İşe iade yönündeki başvurunun 10 iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez.
İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini 1 ay içinde işçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde bundan işveren sorumlu tutulamaz. İşverence yasal süre içinde gönderilmiş olsa da, işçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan sonra eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir. Burada makul süre işçinin işe daveti içeren bildirim anında işyerinin bulunduğu yerde ikamet etmesi durumunda en fazla 2 günlük süre olarak değerlendirilebilir. İşçinin işe iadeyi içeren tebligatı işyerinden farklı bir yerde alması halinde ise, 4857 sayılı İş Kanununun 56. maddesinin son fıkrasında izinler için öngörülen en çok 4 güne kadar yol süresi makul süre olarak değerlendirilebilir. Bu durumda işçinin en fazla 4 gün içinde işe başlaması beklenmelidir.
İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma niyeti olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
Davacının ... 6.İş Mahkemesinde açtığı ve lehine sonuçlanan dava üzerine işe başlatılmak için süresinde işverene başvurup başvurmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Davacının kesinleşen işe iade kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlatılmak için işverene başvurmaması halinde 14.12.2004 tarihinde yapılan fesih geçerli feshin sonuçlarını doğuracak ve iş sözleşmesi anılan tarih itibariyle sona ermiş sayılacaktır. Bu durumda ortada devam eden bir sözleşme olmadığı için 31.1.2007 tarihinde yapılan fesih yok hükmünde kabul edilecek; buna karşı işe iade davası açılması mümkün olmayacaktır. Davacının daha önce açtığı işe iade davasının kesinleşmesinden sonra süresi içinde işverene başvurup başvurmadığı, varsa başvuru üzerine işverenin işe başlatmak için
davette bulunup bulunmadığı, davacının davete icabet edip etmediği gibi hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.