10. Hukuk Dairesi 2015/15669 E. , 2016/3735 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacılar, murislerinin, davalılardan gerçek kişilerin murisine ait işyerinde geçen sigortalı çalışma sürelerinin ve ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı ile ... mirasçıları ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, ilk kez verilen kısmen kabul kararı, Dairemizin 29.11.2013 günlü ve ......... Esas, ........... Karar sayılı ilamıyla davacılar murisi ... adına ............ sigorta sicil numarası ile 01.06.1991 – 1991/3. dönem arasında 210 gün daha sigorta bildiriminin bulunduğu; ancak, anılan sicil numaralı şahsi sigorta dosyasının 13.11.1966 Feke doğumlu Süleyman oğlu ...’ya (soyadı bazı belgelerde Kaplıkaya olarak yazılıdır) ait olup, Mücahit için de aynı işyerinden 01.06.1991 tarihli işe giriş bildirgesinin, 1992/1. dönemden başlayarak 17.08.2000 tarihine kadar kısmi çalışmalarının Kurum’a bildirilmesi nedeniyle davacının iddiasına konu 01.06.1990-01.06.1992 tarihleri arasındaki dönem içerisinde kalmakla, kuruma bildirilen bu çalışmaların aidiyeti hususunda araştırma yapılması, sonrasında da hizmet tespiti yönüyle inceleme yapılması gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, .........E., ........... sayılı kararı).
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenlik hakkının kamusal etkisi dikkate alındığında, sigortalılığın tespitine yönelik bu tür uyuşmazlıkların özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunluluğu mevcuttur. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında, gerçeğin tam olarak saptanması için işin, kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadadır.
Eldeki davada da öncelikle davacılar murisi adına olan ve kurumca kabul edilen ve edilmeyen sigortalılık süreleri net olarak belirlenmeli, aidiyete konu 210 günlük süre bakımından kurum kabulünün bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ayrıca, diğer davalı ...’in de kurumdan şahsi sigortalılık dosyası getirtilerek aidiyet hususu irdelenmeli, 210 günlük aidiyet konu süreye ilişkin olmak üzere, kuruma verilen işe giriş bildirgeleri altındaki imzaların davalı ...’e aidiyeti araştırılmalı ve çalışılan işyerinde davacı ile, diğer davalı Mucahit’in de çalışmalarını bilebilecek nitelikte bordrolu tanık dinlenildikten, tespit edilebilmesi halinde komşu işyerlerinin bulunup bulunmadığı hususları irdelenmeli ve davacının çalışma iddiası ile talebine konu dönem içerisinde kalan 210 günlük sigorta süresi bakımından aidiyet araştırmasının yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalılardan ..., ..., ... ve ..."a iadesine, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.