23. Hukuk Dairesi 2013/7077 E. , 2013/7701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 22.02.2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile dava dışı önceki üye..."den kooperatif hissesini devraldığını, üyeliğin kabulü için davalı kooperatife yaptığı başvurusunun, üyeliğin ..."a devredildiği ve üyelik tesisinin bu kişi adına yapıldığı gerekçesiyle reddedildiğini, oysa üyeliği ilk müvekkilinin devraldığını ileri sürerek, müvekkilinin kooperatifin 297 nolu üyesi olduğunun tespiti ile tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, müvekkili kooperatifin önceki üyesi..."in kooperatif üyeliğini diğer davalıya devrettiğini bildirerek kooperatife başvurmaları üzerine müvekkilinin davalıyı üyeliğe kabul ettiğini, davacının başvuru yaptığı tarihte devredenin üyeliğinin bulunmadığını, davanın açılmasında müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
... vekili, müvekkilinin dava konusu kooperatif üyeliğini 23.12.2011 tarihinde dava dışı..."den devraldığını, hemen akabinde kooperatifin müvekkilini üyeliğe kabul ettiğini, davacının 25.02.2011 tarihinde üyeliği devralmasına rağmen bir yıl boyunca kooperatife herhangi bir başvurusu bulunmadığı gibi üyelikle ilgili tüm yükümlüklerin devreden tarafından yerine getirildiğini, davacı ile devreden arasında yapılan devir sözleşmesinin muvazaalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ..."ın kooperatif hissesini davacıdan daha sonra devir aldığı, ancak davalıdan önce kooperatife müracaatla kooperatif üyeliğini kayıt ve tescil ettirdiği, ancak davacının kooperatif üyeliğini devir alış tarihi davalıdan önce olması nedeni ile davacının davalı kooperatif üyesi olma sıfatını kazandığı, her ne kadar davacı tarafından tespit ve tescile karar verilmesi istenmiş ise de, dava dilekçesinde davalı ..."ın kooperatif üyeliğinin iptali talep edilmediğinden davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile yetinildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 184. maddesinde "Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.
Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder." hükmü düzenlenmiştir. HMK"nın 186. maddesinde "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir." hükmüne yer verilmiştir. Taraflar duruşmada hazır bulunuyorsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve altı taraflara imzalatılır. Şayet taraflar hazır değilse yukarıda belirtilen içeriğe sahip meşruhatlı davetiye gönderilir. Anılan maddede hükümden önceki son yargılama aşaması olan sözlü yargılama aşaması düzenlenmiş bulunmaktadır. Hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir.
Mahkemece, 09.10.2012 tarihli duruşmada davalı ... vekili tarafından mazeret dilekçesi verilmiş olmasına rağmen, bu konuda herhangi bir karar verilmeden, HMK"nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçildiği açıklanarak hazır olan tarafların son sözleri sorulduktan sonra uyuşmazlığın esası ile ilgili hüküm kurulmuştur.
Mahkemece, 09.10.2012 tarihli duruşmada, tahkikata son verileceği bildirilerek, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklamada bulunmak üzere imkân tanınması, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığının görülmesi halinde tahkikatın bittiğinin tefhim edilmesi, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edilmesi ve taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirli gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildirilmesi gerekirken, HMK"nın 184 ve 186. maddeleri hükümlerine aykırı olarak davalı ... vekilinin mazereti hakkında bir karar verilmeksizin ve herhangi bir uyarıda bulunulmadan sözlü yargılamaya geçilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
3) Kabule göre de, somut olayda, davalı kooperatifin önceki üyesi dava dışı..."in kooperatif hissesini önce 25.02.2011 tarihinde davacı ..."a, daha sonra da aynı hissesini 23.12.2011 tarihinde davalı ..."a noterden yapılan sözleşmeler ile devrettiği, ancak üyeliği daha sonra devralan davalı ... ve dava dışı... vekilinin birlikte başvurusu üzerine davalı kooperatifçe 12.01.2012 tarihinde alınan yönetim kurulu kararı ile davalı ..."ın üyeliğe
kabul edildiği, davacının ise daha sonra ancak dava tarihinden önce üyeliğe kabulü için 08.02.2012 tarihinde kooperatife başvuru yaptığı, davalı kooperatifin üyeliğinin ..."a devri nedeniyle bu kişi adına üyelik tesisi yapıldığı gerekçesiyle davacının talebinin reddedildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı kooperatif anasözleşmesinin 17/3. maddesi, “devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer” hükmünü içermektedir. Ortaklığın devir biçimi yasada gösterilmemiştir. Ancak pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de BK"nın 163. maddesi maddesi uyarınca yazılı olması gerekmektedir. Üyeliğe bağlı hak ve alacakların borçlusu kooperatif, alacaklısı ise üyeliği devir alan yeni ortaktır. Eğer devir eden ortak pay yönünden borçlu ise, borcun nakli hükümleri uygulanır (BK 173 vd), borç devir alana geçer. Ancak, pay devri için resmi şekle bile gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar yapı kooperatifinde, ortakları mal sahibi yapmak amacı olsa bile, pay devri, bir satış vaadi de değildir. Bu nedenle, adi yazılı devir dahi geçerlidir. Devredenin borçları, devre ve devrin kabulüne engel değildir, devredenin borçları devir alana geçer ve ödemediği takdirde devralanın ihraç edilme olanağı da her zaman vardır. Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Bu nedenle, kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davadan önce davalı kooperatife bildirilmemesi, devir alanın hakkına olumsuz bir etki yapmaz. Devir alanın açtığı üyeliğin tespiti davası ile davalı kooperatife üyelik başvuru yapılmış gibi olduğundan, üyelik koşullarını taşıdığının belirlenmesi halinde devir alanın üyeliğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, dava dışı..., davacı ... ile yapmış olduğu üyelik hisse devir sözleşmesinden dönmemiş veya sözleşmenin herhangi bir nedenle devrin tarafları arasında bağlayıcı olmadığı savunularak sözleşmenin iptali de sağlanmamış ise, devredenin artık dava konusu hisse üzerinde herhangi bir hakkı kalmadığından, sonradan davalı ..."a yaptığı devir de geçersiz olacaktır. Bu durumda, verilecek olan karar dava dışı..."in de hukukunu ilgilendirecektir. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemez. Bu durumda mahkemece davacı tarafa... aleyhine dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldığında bu dava ile birleştirilmesinin sağlanması, bu kişiden davacı ile yaptığı devir sözleşmesinden dönüp dönmediği ya da iptalini sağlayıp sağlamadığı sorularak, varsa savunma ve delilleri toplandıktan sonra, davacının üyelik koşullarını taşıyıp taşımadığı üzerinde de durularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı ... yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.