3. Hukuk Dairesi 2016/21224 E. , 2017/9975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl davada nafakanın artırılması, birleşen davada nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, tarafların Bursa 2. Aile Mahkemesi"nin 2004/1218 Esas ve 2005/175 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararında müvekkiline 100,00 TL nafakaya hükmedildiğini, bu nafakanın daha sonra Hukuk Mahkemesi"nin 2012/434 Esas ve 2013/188 karar sayılı ilamı ile 250,00 TL"ye çıkarıldığını, nafakanın yeterli olmadığını, müvekkilinin herhangi bir işinin ve gelirinin bulunmadığını, yalnızca babasından kalan 230,00 TL maaş aldığını belirterek 250,00 TL olarak belirlenen nafakanın 750,00 TL"ye çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ekonomik durumunda iyileşme olduğunu babasının ölümü ile kendisine maaş bağlandığını, ayrıca babasından miras kaldığını, nafakanın arttırılmasında yasal bir sebep bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili, babasının vefatından sonra davalının ekonomik durumunun iyileştiğini, nafaka koşullarının ortadan kalktığını belirterek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, birleşen davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile 2012/434 Esas - 2013/188 sayılı kararla, davacı yararına hüküm altına alınan aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının işbu dava tarihi olan 03/06/2015 tarihinden itibaren ve her ay için geçerli olmak üzere 250,00 TL arttırılmak suretiyle 500,00 TL"ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, asıl davaya yönelik davacı ve davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3-) Asıl davada, davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 9/2. maddesinde; “nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilmez” hükmü gereğince davada reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
4-)Asıl davada, davalının hükmedilen nafakaya yönelik temyiz itirazlarına gelince,
Türk Medeni Kanunu"nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir.
Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
O halde, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.
Öte yandan, nafa miktarı belirlenirken davacının 255,00 TL ölüm aylığı aldığının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle asıl davada, davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine, asıl davada verilen hükmün üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı lehine, dördüncü bertte açıklanan nedenlerle davalı lehine HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.