21. Hukuk Dairesi 2015/15798 E. , 2015/18183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzurum İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2015
NUMARASI : 2013/545-2015/279
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve D.. A.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde geçen 01/01/2011-31/05/2011 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece kurulan 17/04/2011 tarih ve 2011/322 Esas ve 2012/208 Karar no lu ilk hüküm Dairemizin 19/09/2013 tarih ve 2012/10203 Esas ve 2013/16190 Karar sayılı ilamı ile “ davacının davalılar D.. A.. ve M.. G.. aleyhine açılan göstermektedir. Mahkemece, çalışmanın geçtiği G...Mobilya Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Nin aynı davada taraf(davalı) haline getirilmesi için davacıya önel vermek gerekir iken, davalılardan D.. A.. aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, M.. G.. ve SGK aleyhine açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmesi hatalı olmuştur ” denilmek suretiyle bozulmuştur. Yapılan yargılama sonucu Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle; “hizmet tespiti yönünden davanın kabulü ile; davacının 15/04/2011-20/06/2011 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Öte yandan , 6100 sayılı HMK"nın "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26.maddesine göre Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 04/05/2011 ve 15/06/2011 tarihli işe giriş bildirgelerinin G...Mobilya İnşaat Kereste ..Lim.Ştd. ünvanlı işyeri tarafından düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacının 14/05/2011 tarihinde yine aynı işyerinden işten ayrılış bildirgesinin düzenlenmiş olduğu, davacıya ait hizmet cetvelinde davacı adına bu işyerince 04/05/2011-14/06/2011 tarihleri arasında hizmet bildiriminde bulunulduğu , işyerine ait 2011/4,5,6 aylara ait dönem bordrolarının getirtildiği, işyerinin Konfeksiyon faaliyetinden dolayı 02/11/2009 tarihinde Yasa kapsamına alınmış olduğu, yargılama esnasında sadece davacı tanığının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, bozma kararına uyma doğrultusunda karar verilmiş olsa da Mahkemece bozma kararı gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmakla 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Gerçekten davacı adına ihtilaf konusu dönem içerisinde Kurum"a hizmet bildiriminde bulunan G...Mobilya İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi iken ve de davada şirkete husumet yöneltilmesi gerektiği Dairemiz bozma ilamında açıkça belirtilmekte iken davanın yazılı şekilde sonuçlandırılması hatalı olmuştur. Öte yandan duruşmalarda dinlenen davacı tanığının Yargıtay"ın aradığı nitelikte tanık olmaması nedeniyle bu tanığın beyanı ile yetinilerek fiili ve gerçek çalışma olgusunun ispatlandığı söylenemez. Bununla birlikte davacının talebi 01/01/2011-31/05/2011 tarihleri arası hizmet tespiti iken Mahkemece davacının Kurum"a bildirilmiş olan hizmet süreleri de dahil edilmek suretiyle 15/04/2011-20/06/2011 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespitine hükmedilmiş olması da bozma nedenidir.
Yapılacak iş; Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere G.... Mobilya Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi"nin davaya dahil edilebilmesi için davacıya mehil vermek, taraf teşkili sağlandıktan sonra ihtilaf konusu dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını alıp çalışmanın niteliğini ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra taleple de bağlı kalmak suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı D.. A.."a iadesine
12/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.