21. Hukuk Dairesi 2015/11359 E. , 2015/18202 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alanya İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2009/11-2014/499
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ve davalılardan G.. Ş.. ve T.. M.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 03.10.2000 tarihindeki iş kazasında vefat eden sigortalının eş, çocuk ve kardeşinin maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalılar Ş.. M.., M.. C.. ve A.. N.. aleyhine açılan davaların reddine, maddi tazminat davaları bakımından; eş İlknur için 90.000,00-TL, çocuk Emine için 27.070,03-TL destekten yoksun kalma tazminatının, manevi tazminat davaları bakımından ise davacı eş İ.. Ç... için 15.000,00-TL, davacı çocuk E.. Ç.. için 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03.10.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar T.. M.., müflis G...-Dağ Müh.İnş.San.Dış Tic Ltd Şti(iflas idaresi) den müştereken ve müteselsilen ile davacılara ödenmesine, davacı kardeş K.. Ç.. "in manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacılar yakını Zeki"nin 03.10.2000 tarihli iş kazası neticesinde vefat ettiği, anılan kazada %90 oranında davalı ve dava dışı şirketlerin, %10 oranında ise kazalı sigortalının kusurlu olduğu, Mahkemenin 01.07.2014 tarihli karar gerekçesinde davacı K.. Ç.."in manevi tazminat davasının reddi gerekçesi olarak özetle“... davacı Kenan için manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, ölenin kardeşinin bu olaydan etkileneceği ve üzüntü duyacağının muhakkak olduğu ancak kanun maddesinin dar yorumlanması ve manevi tazminata hak kazanıldığının ispatının gerektiği, davacının sağlığında kardeşi ile yakınlığının derecesi, kardeşinin olay nedeniyle ne şekilde etkilendiğinin dosya kapsamı itibariyle tespit edilemediği, davacının talebini ispatlayamadığı” hususlarının açıklandığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56/2 maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiştir. Manevi tazminatın ise zararlandırıcı bir olay sonrasında bu olayın muhatabının elem ve ızdırabı karşılığı hükmedilmesi gereken bir tutar olduğu hususu tartışmasızdır.
Bu kapsamda hakim tarafların özel hallerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına adalete uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedebilir. Hükmedilecek bu para bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda ise, Mahkemenin de kabulü olduğu üzere 03.10.2000 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalı Zeki"nin kardeşi olan davacı Kenan"ın bu olaydan etkileneceği ve üzüntü duyacağı muhakkak ise bu davacı bakımından manevi tazminat isteminin yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamıştır. Zira yukarıda da değinildiği üzere Türk Borçlar Kanunun 56/2 maddesinin manevi tazminat davalarının genel prensipleri ile bir arada değerlendirilmesi durumunda ölüm halinde davacı yakınlarının elem ve ızdırabının varlığı asıl olup bunun aksinin iddia edenlerce ortaya konulması gerekir. Hal böyle iken Mahkemece davacı Kenan"ın davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile manevi tazminat isteminin reddine dair hükmün hatalı olduğu açıktır.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 12.10.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.