21. Hukuk Dairesi 2015/9057 E. , 2015/18205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bilecik 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2011/659-2013/446
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 07.12.2010 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının çocuklarından A... ile A.. maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacı A.. maddi tazminat talebinin reddine, davacı A.. için 2.894,91-TL maddi tazminatın yine her iki davacı için ayrı ayrı 10.000,00"erTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir
İş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davalarında hak sahiplerinin maddi zararının hesaplanması için kazalı işçinin gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrası somut olayda; davacılar yakını kazalının vasıflı bir işçi olduğu(iş makinesi operatörü) tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Vasıflı bir işçinin asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üzerindeki ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği de açıktır. Hal böyle iken maddi tazminat davaları bakımından davacılar murisi kazalının alabileceği ücretle ilgili ayrıntılı araştırma yapılmadan neticeye varılması doğru olmamıştır. Bunun yanında olay tarihi, tarafların sosyal ekonomik halleri ve kusur durumu göz önüne alındığında davacı çocuklar yararına kararlaştırılan manevi tazminat miktarları da ayrı ayrı azdır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; maddi tazminat davaları bakımından davacılar yakını kazalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili meslek odasından emsal ücret araştırması yaparak buradan gelen neticelere göre davacıların maddi zararını yeniden hesaplatmak, davalının önceki kararı temyiz etmeyip bu noktada davacılar yararına doğan usuli kazanılmış hak durumunu da gözeterek tüm delilleri bir arada değerlendirip neticesine göre karar vermekten yine manevi tazminat davaları bakımından ise davacılar lehine daha uygun miktarlarda manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 12.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.