20. Hukuk Dairesi 2014/8744 E. , 2015/1767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
.... İli, .... İlçesi, ...... Köyü 160 parsel sayılı 2500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 1990 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğinde davalı adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Hazine taşınmazın Devlet ormanı olduğu iddiası ile tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, bu karar Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/12/2011 gün ve 2011/13307 - 14327 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ..... Bakanlığı (.... ve ..... İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın yeşil alanda görünen bölümlerinin varlığı halinde haritanın düzenlendiği tarihten sonraki zaman içinde ormandan açılarak kazanılmış olduğu, öncesi orman olan bir yerin zilyetlik süresi ne olursa olsun özel mülke konu olamayacağı ve üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği gözetilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne, ..... İli ..... İlçesi, ..... Köyünde kaim 160 parsel nolu taşınmazın 08.11.2013 havale tarihli bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2.269,10 m2"lik kısmının tapu kaydının iptal edilerek, Hazine adına tapuya tesciline, (B) harfi ile işaretli 230,90 m2"lik kısmının davalı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve bozma kararına uyularak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve davalı kişi yararına 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek davanın reddine karar verimesinde, (A) harfi ile gösterilen kısmının ise; orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün hangi nitelik ile Hazine adına tescile karar verileceği ve (B) harfli bölümün ise, zaten davalı adına tapuda kayıtlı olduğu halde, yeniden tescil kararı verilmesi doğru değil ise de; bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. bendinin ikinci fıkrasının 3.satırında "...Hazine adına kayıt ve tesciline" kelimelerinden önce gelmek üzere "..orman niteliğinde" ibaresinin yazılması ve 1. bendin sonunda yer alan ".. davalı adına kayıt ve tesciline" kelimeleri kaldırılarak, yerine ".. davalı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HMUK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19/03/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.