21. Hukuk Dairesi 2018/5568 E. , 2019/983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01/05/1985 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı: Davalı vekili, kurum kayıtlarının resmi belge vasfında olduğunu, aksinin ancak yazılı deliller, ücret bordroları ve sair nitelikteki belgeler ile ispat edilebileceğini, çalışma iddiasının soyut nitelikte olduğunu, dava konusu istemin sadece tanık ile ispatlanmasının mümkün olmadığını ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince;““Davacı işçinin 01.05.1985 tarihi itibariyle 1 gün çalıştığı ... işyeri sicil numaralı işyerinden 1985 yılı 2. dönem bordrosu(Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos) verilmediğinden dönem bordrosu bulunmamakla birlikte davacının çalışmasını bilen 5 tane komşu dinlenmiş olup tanıklar davacının ...’ya ait “oto tamiri” dükkanında hizmet aktine dayalı olarak talep konusu dönemde çalıştığını vurgulamışlardır.” gerekçesiyle
“ Davanın KABULÜ ile, Davacı... sigorta sicil numaralı ... T.C kimlik numaralı ..." nın ... SGK İl Müdürlüğünde işlem görmüş olan ..." ya ait ... sayılı " oto tamiri" işyerinde 01.05.1985 tarihinde günün asgari ücreti üzerinden 1 gün sigortalı olarak çalıştığının tespiti ile aksine kurum işleminin İPTALİNE, Davacının 506 sayılı yasanın 60.maddesinin g bendi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 08.04.1989 tarihi olduğunun tespitine, bu bir günlük çalışmanın 18 yaşını doldurmadan önceki döneme ait olması nedeniyle ödenen malullük, yaşlılık ölüm sigortalarının prim ödeme gün sayısı hesabına eklenmesi gerektiğinin TESPİTİNE, ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;Davalı ... vekili, hakdüşürücü süre itirazını yineleyerek, çalışma olgusunun somut delillerle ispat edilmesi, tek başına tanık anlatımlarının ispat için yeterli sayılamayacağını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince “ Mahkeme tarafından davacının bildirdiği tanıklar ile birlikte komşu işyeri tanıklarının da araştırılarak tespit edilen tanıkların usulüne uygun dinlendikleri, davacının eylemli çalışmasının varlığı konusunda beyanda bulundukları; bildirge tarihinde davacının 18 yaşından küçük olmasına karşın, işe giriş bildirgesinde çıraklık konumuna ilişkin ibare yer almadığı; yasal düzenlemelere uygun çıraklık sözleşmesi ve Mesleki Eğitim Müdürlüğünde kaydının bulunmadığı; salt 18 yaşın altında olan kişilerin çırak olarak kabulünü gerektiren düzenleme bulunmayışı ve davacının öğrenme amacıyla değil, üretim sürecinde hizmet akdine dayalı olarak eylemli çalışmasına yönelik dosya kapsamındaki kanıt ve belgeler ışığında; ” gerekçeleriyle ...3. İş Mahkemesi"nin, 26.12.2017 tarihli, 2016/125 E, 2017/355 K. sayılı kararına yönelik davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir. Hakdüşürücü süre geçmiştir.Bordro tanığının ifadesine göre 11-14 yaş arası birlikte çalışmışlardır. Davacının bu dönem ilkokulda olması gerekir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 08.04.1971 doğumlu davacının, 01/05/1985 tarihinde 14 yaşında olduğu, 01.05.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin, ... işyeri sicil numaralı... (abisi) ünvanlı Sanayi sitesi /... adresindeki oto kaporta tamiri işyerinden 17/05/1985 tarihinde Kuruma verildiği, davacının sigorta sicil numarasının 1985 yılına ait serilerden olduğu, aynı tarihli sigorta sicil kartı sunulduğu, abisinin aynı yıl trafik kazasında vefat etmesi sonucu işyerini babası Aytekin’in devraldığı, daha sonra da davacının devralıp ve işlettiği, ... sicil numaralı işyerinden 1985 yılı 2. dönem bordrosu (Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos) verilmediği, 1986/1-2-3. dönemdeki tek çalışan ...’ın tanık olarak dinlendiği ve iddiayı doğruladığı, 3 yıl (1983-84-85 yılları) birlikte çalıştıklarını söylediği, 5 tane komşu işyeri tanığının da iddiayı doğruladığı, ... sicil numaralı işyerinin 01/05/1985-30/081987 tarihleri arası yasa kapsamında olduğu, dosyada 29/09/1986 tarihli, hem babası hem de işveren olarak imzalanmış çıraklık sözleşmesinin mevcut olduğu, 01/01/1987 tarihli yine babasına ait Aytekin Başkaya oto kaportada Endüstri meslek lisesinden çıraklık eğitimi olarak verilmiş işe giriş bildirgesinin mevcut olduğu, yine aynı işyerinden verilmiş 30/10/1986 tarihli başka bir işe giriş bildirgesinin mevcut olduğu, davacının hizmet cetvelinde 01/08/1991 tarihinde ... sicil numaralı babasına ait oto kaporta işyerinde 4/a çalışmasının başladığı , talep tarihinden sonra düzenlenen çıraklık sözleşmesi ve çırak işe giriş bildirgesi mevcutken öncesinde işçi olarak çalıştığının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının önce abisi sonra babasına ait olan işyerinde sigortasız çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki talep tarihinde 14 yaşında olan davacının talep tarihi sonrasında çıraklık sözleşmesi ve çırak işe giriş bildirgesiyle çırak olarak çalıştığı açıkken, öncesinde işçi olarak çalıştığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.