MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ....... vekili, dava dilekçesi ile; ..... Köyü 273 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olmasına karşın, davalılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. maddelerinde yazılı koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazların Hazine adına tescili talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların davalılara adına olan tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 21/05/1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastro ve 2/B uygulaması, daha sonra 18/01/2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışması ve arazi kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman ve ziraat bilirkişileri tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazlardan 273 ada 9 parsel sayılı taşınmazın imar ve ihya edilmemiş olduğu, 273 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise imar ve ihyasının 5 - 6 yıl önce tamamlanmış olduğu anlaşıldığına ve her ne kadar dava konusu taşınmazlar tapuya hükmen tescil edilmiş ise de, tescile dayanak hükümde Hazinenin taraf olmadığı, bu sebeple tescile esas hükmün Hazine açısından bağlayıcılığının bulunmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.