20. Hukuk Dairesi 2014/8424 E. , 2015/1811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Arazi kadastro sırasında, ....... Köyü çalışma alanında bulunan 242 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, ........... tarafından 1976 yılında ... ve ..."a hibe edildiği, 242 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ise aynı kişi tarafından 1978 yılında ..."a satıldığı, ancak, taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı oldukları belirtilerek, 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, kadastro tespitinden önce 25.10.2007 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dava dilekçesinde; öncesi babalarına ait iken sağlığında 1976 yılında taksimen kendilerine verdiği taşınmaza davalının haksız olarak müdahale ettiğini ileri sürerek; davalı tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi ve meydana gelen 2.000.- TL miktarındaki zararının tazmin edilmesi istemiyle dava açılmıştır. Asliye Hukuk Mahkemecsince, dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Kadastro mahkemesince, aktarılan dava dosyası ile çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tutanakları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, davacılar ... ve ........... tarafından açılan davanın reddine, davacılar ........... ve ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, dava konusu 242 ada 13 parsel sayılı taşınmazın eşit paylarla ......... çocukları ..... ve ... adlarına, 242 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise ........ oğlu ....... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılardan ..... ve ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, elatmanın önlenmesi davası olarak açılmışken; dava konusu taşınmazlar hakkında tutanak düzenlendiğinden, kadastro tesbitine itiraza dönüşmüştür.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca genel mahkemeden aktarılan bir dava olup, aynı yasanın 30/2. maddesi uyarınca mahkemece re"sen araştırma yapılmasını gerektiren bir davadır. Re"sen araştırma ilkesi, mehkemece delillerin re"sen toplanması ile birlikte yargılama sonunda tespit edilen gerçek hak sahibi yararına karar verilmesini de zorunlu kılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta dava, genel mahkemeden aktarılmış ve çekişmeli taşınmazların malik haneleri açık bırakılmış olmakla; davada, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca re"sen araştırma ilkelerinin geçerli bulunmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların, sınırında orman bulunduğu halde, re"sen araştırma ilkesi çerçevesinde orman araştırması yapılması gerektiği düşünülmemiştir. Diğer taraftan, çekişmeli taşınmazların davacı ve davalıların müşterek murisi olan babaları tarafından 1976 tarihli yazılı sözleşme ile taksim edildiği ve bu haliyle kullanıldığını iddia edilmiş ise de; keşifte dinlenen bir kısım mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında, böyle bir taksimden haberdar olunmadığı bildirilmiş; mahkemece bu çelişki üzerinde yeterince durulmamış ve taksim olgusu tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş; davacılardan ... ve ... tarafından (13) numaralı oturumda, çekişmeli 242 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin satışın muvazaalı olduğunu ileri sürdükleri halde bu yönde araştırma yapılmamıştır. 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gözardı edilerek ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu nedenlerle, mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmazların sınırında orman bulunduğu gözönünde tutularak Hazine davalı olarak davaya dahil edilmeli, iddia ve savunması doğrultusunda bildireceği deliller toplanmalı; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve stereoskopik hava fotoğrafları ile bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, orman kadastrosuna ait tutanak ve haritalar bulundukları yerlerden getirtilmeli; bundan sonra, ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi veya fen elemanı ile 3 orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, getirtilen belgeleri dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulayarak dava konusu yerlerin belgelerdeki konumlarını belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak inceleyip, taşınmazların niteliklerinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığını saptanmaları, bu belgeler ile kadastro paftasını, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike etmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, kesinleşmiş orman kadastrosu ve hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde göstermeleri, hava fotoğrafları ve memleket haritalarındaki görünümleri ile bitki örtüsünün ne olduğunu açıklamaları, topografik ve memleket haritalarından yararlanarak ve arazide klizimetre ile ölçüm yaparak taşınmazların gerçek eğim durumunu belirlemeleri; bu tespitlerini denetime elverişli, ayrıntılı ve bilimsel verilerle desteklenmiş rapor ve ekinde haritalar olarak mahkemeye sunmaları istenmelidir.
Yukarıda açıklanan şekilde yöntemince yapılan araştırma sonunda çekişmeli taşınmazların, öncesinin orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime ve ne şekilde kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı hususlarında taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından ayrıntılı ve somut olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu, komşu parsel kayıtları vee yukarıda nasıl düzenleneceği açıklanan bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak taşınmazlar ın sınırları çekilen fotoğraflar üzerinde göstertilmeli, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülmeli,, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı ise hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalıdır.
Diğer tarftan, 242 ada 4 parsele ilişkin muvazaa iddiasında bulunulduğu ve tamyiz dilekçesinde de 1978 tarihli satış senedinin sahteliği ve imza incelemesi talebinde bulunulduğu gözönünde tutularak taraflardan bu yönlere ilişkin delilleri sorularak bildirecekleri deliller toplanmalı, keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, muris ........... hayata iken veya da ölümünden sonra terekesinin taksim edilip etmediği hususunda somut olgulara dayalı ayrıntılı beyanları alınmalı, taşınmazları sağlığında çocuklarına devredip devretmediği üzerinde durulmalı, muvazaa iddiaları sorulmalı, davacılar ...... ve ... il davalı ..."a taksimle isabet ettiği belirtilen dava dışı taşınmazlar varsa tapu kayıtları ve tutanakları getirtilmeli, tereke taksim edilmiş ise hangi tarihte taksim edildiği, taksime tüm mirasçıların veya kanuni temsilcilerinin katılıp katılmadığı, hangi mirasçıya nerenin verildiği, davaya konu taşınmazların kullanım hakkının taraflardan birine veya birkaçına verilmesi durumunda, diğer mirasçılara ne verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların veya kullanım haklarının akibetlerinin ne olduğu, taksimin kadastro tesbitine kadar bozulup bozulmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, murisin terekesinin taksim edilip edilmediği kesin olarak saptanmalı, kadastro tutanaklarının edinme sebebi bölümünde yazılı açıklamalara aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, 1978 tarihli satış senedinin sahteliğine ilişkin olarak senet altında imza bulunan kişiler tanık sıfatı ile dinlenilmeli, senet altındaki imzaların sahteliğine ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapıtırılmalıdır.
Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar ............ ve ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 19/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.