20. Hukuk Dairesi 2016/12239 E. , 2019/1488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 135 ada 8 parsel tarla vasfı ve 3233,85 m2 yüzölçümü, 143 ada 8 parsel ham toprak vasfı ve 5000,75 m2 yüzölçümü, 104 ada 1 parsel orman vasfı ve 6572466,52 m2 yüzölçümü ile Hazine adına kayıtlıdır.
Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan ve tapunun 46 cilt, 41 sayfa numarası ve 6 sıra numarasında Tekel Genel Müdürlüğü adına kayıtlı, 18.386,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın kadastro sırasında 135 ada 8, 143 ada 8 ve 104 ada 1 parsel numaralı taşınmazlar olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, tapu kaydı kapsamındaki taşınmazın bir bölümünün de yol olarak tescil harici bırakıldığını ileri sürerek dayanılan tapu kaydı kapsamındaki taşınmaza ait tapunun iptali ile taşınmazın davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan, 135 ada 8 parsel numaralı 3.233,85 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 143 ada 8 parsel numaralı 5000,75 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapuları ile 104 ada 1 parsel numaralı taşınmazın 5000,75 m2"lik bölümünün Hazine adına olan tapularının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı yer 135 ada 8, 136 ada 1, ve 143 ada 8 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan ve krokide (B) harfiyle gösterilen 1.016,10 m2 yüzölçümlü alanın davacı adına tesciline ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin talebi üzerine hüküm fıkrasının 1-ç bendindeki 104 ada 1 parselin 5000,75 m2"lik bölümü, 8.419,36m2 olarak düzeltilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yörede 2009 yılında arazi ve orman kadastro çalışmaları 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre birlikte yapılmıştır.
Temyiz itirazlarına ve incelenen dosya kapsamına göre mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacının dayandığı tapu kaydı usulüne uygun biçimde dava konusu taşınmaza uygulanmamış, eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritası ile orman tahdit belgelerine göre taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı usulüne uygun biçimde araştırılmamıştır.
Bu nedenle mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde varsa orman kadastrosuna ait işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, yöreye ait eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman
planı, tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, yapılan inceleme sonunda taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği taktirde, davacının dayandığı 17.04.1950 tarih 6 sıra numaralı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kayıtlarının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları getirtilip dayanak tapu kayıtları yöntemince yerel bilirkişi ve harita mühendisi bilirkişi eliyle zemine uygulanmalı, hudutları yerel bilirkişiden sorulup irdelenmeli, tapu kayıtları uyuyor ise, tapu kayıtlarına 3402 sayılı Kanunun 20/B maddesi bağlamında öncelikle kapsam tayin edilmeli, tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiği kabul edildiği takdirde ise yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 21. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek sabit ve kesinleşmiş sınırdan başlamak koşulu ile kapsamı belirlenmeli ve harita mühendisi bilirkişiye tapu kaydının sınırları itibariyle kapsadığı alanı ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını ayrı ayrı gösteren ayrı renkli kalemlerle işaretli müşterek imzalı kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydının eski tarihli resmî belgelerdeki nitelendirilmesine göre 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısında hukukî geçerliliğini yitirip yitirmediği değerlendirilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.