21. Hukuk Dairesi 2015/13332 E. , 2015/18282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2015
NUMARASI : 2014/379-2015/223
Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının dava dışı şirkette ihtilaflı dönemde müdür olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davanın süresi içerinde açıldığı, davacının dava dışı G.... San. Tic. Ltd. Şti."nin ortağı olmadığı, 23/05/2003 tarihinden itibaren şirketi münferiden M.. Ç.. ve Ç.. A.. temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 28/07/2003 tarihli ortaklar kurulu kararıyla da, M... Ç.. ve Ç... temsil ve ilzam yetkisinin yanında, davacının, şirket adına Türkiye sınırları içinde tüm gümrük müdürlüklerinde ve tüm serbest bölge müdürlüklerinde ithalat-ihracat, transit ve aktarma işlemlerini takip etme, gümrük ile ilgili tüm evrak ve belgeleri tanzim etme, düzeltme, itiraz dahil tüm işleri yapmaya, imzalama konularında şirketi münferiden diğer müdürlerle aynı sürede temsil ve ilzama yetkili kılındığı, dava konusu prim ve işsizlik sigortası primi borçlarının 2003/8 - 2005/4 aylarına ait olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kurum"a karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa"nın 88. maddesinde de Kurum"un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun"da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
Öte yandan, 6183 sayılı Yasa"nın 35. maddesinde de, ( Değişik madde: 22.07.1998 - 4369/21. m. ) limited şirket ortakları ( Değişik ibare: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m. ) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.
Somut olayda, davacıya, dava dışı şirketle ilgili olarak, 28/07/2003 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirket adına Türkiye sınırları içinde tüm gümrük müdürlüklerinde ve tüm serbest bölge müdürlüklerinde münferiden temsil ve ilzam yetkisinin verildiği, davacının dava dışı şirket ile ilgili üst düzey yönetici konumunda bulunmadığı gibi, prim borçlarını ödeme de dahil olmak üzere şirketi tümüyle temsil eden iki ayrı müdürün münferiden imza ve ilzam yetkisiyle şirketi temsil ettikleri anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının, gümrük müdürlükleri ve serbest bölge müdürlüklerindeki temsil ve ilzam yetkisinin, tüm şirketin temsil ve yetkisi gibi değerlendirilerek ve prim borçlarından sorumluluğunun bulunmadığı gözardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.