20. Hukuk Dairesi 2016/11857 E. , 2019/1489 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili 17.05.1971 tarihli dilekçe ile; ... ilçesinde görevli 21 nolu Orman Tahdit Komisyonunca ... Devlet ormanın tahdidi yapılıp ilân edildiğini, ancak; bu tahdit sırasında ... köyü, Yellice mevkiinde davalılar ... ve ...’ın sanık olduğu ... Sulh Ceza Mahkemesinin 964/89 ve 965/13 Esasında kayıtlı ceza davalarına konu yerlerin 485 ve 486 orman sınır noktalarının doğusunda ve orman kadastro sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu yerlerin orman olduğu iddiasıyla 485 ve 486 orman sınır noktalarının doğusunda bulunan yerlerin orman sınırları içine alınması istemiyle husumeti ... ve ...’a yönelterek ... Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmıştır.
... Asliye Hukuk Mahkemesince 11.07.1991 tarih ve 1971/145 – 1991/90 sayılı kararla, 29.06.1991 tarihinde yapılan keşifte dava konusu yerden arazi kadastrosu geçtiği ve dava konusu taşınmazın 635 parsel olarak bir bütün halinde tespit gördüğü ve 635 parselin kadastro mahkemesinin 1990/276 sayılı dosyası ile davalı olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın ... Kadastro Mahkemesine devredilmesine karar verilmiştir.
Kadastro sırasında ... köyü 635 ve 636 parsel sayılı sırasıyla 20225,00 m² ve 16525,00 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, 1938 tarih ve 774 tahrir numaralı vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle incirlik vasfıyla 635 parsel ..., 636 parsel ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 04.05.1990 havale tarihli dilekçeleriyle, 635 ve 636 parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldıkları iddiasıyla taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle kadastro mahkemesine her bir parsel yönünden ayrı ayrı dava açmıştır.
Kadastro sırasında ... köyü 603 ve 604 parsel sayılı sırasıyla 675,00 m² ve 41850,00 m² yüzölçümündeki taşınmazlardan 603 parsel 1938 tarih 774 numaralı vergi kaydı, 604 parsel ise 1938 tarih ve 777 ile 778 tahrir numaralı vergi kayıtları ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle incirlik vasfıyla 603 parsel ..., 604 parsel ise ... adına tesbit edilmiş ve bu tesbitler itiraz edilmeksizin kesinleşmiş, ancak; mahkemece kadastro tutanakları kesinleştirilmiş ise de, taşınmazların incelemeye konu iş bu davada davalı oldukları gerekçesiyle 604 parselin tutanak aslı (603 parselin tutanak aslı getirtilmemiştir, dairece iade ile getirtilmiştir.) getirtilerek ve her iki parsele de “sicil kaydının iptali ile davalıdır” şerhi verdirilmiştir.
Mahkemece, 1086 sayılı HMUK.’nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, davacı ... Yönetiminin davasının kabulüne ve dava konusu ... köyü, 603, 604, 635 ve 636 parsel sayılı taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tescillerine karar verilmiş, davalılar ... ve arkadaşları tarafından 604 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından ise 603, 635 ve 636 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 09.09.2013 tarihli 2013/3021 E.- 2013/7699 K. sayılı ilamıyla hükmü bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; ‘‘mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunun denetime elverişli nitelikte olmadığı, raporun taşınmazların eski tarihli belgelerde ne şekilde nitelendirildiği konusunda açıklama içermediği, davalıların dayandığı tapu kayıtlarının mahkemece keşifte uygulanmadığı ve eksik inceleme sonucu karar verildiği belirtilerek davalıların dayandığı Şubat 1316 yoklama tarih, 63 sıra numaralı ve Ekim 1945 tarih 53 sıra numaralı tapu kayıtlarının tüm gittileri ve varsa krokileri ile en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planları getirtilip bilirkişi marifetiyle taşınmazların gerçek eğimi ve niteliği ile memleket haritasındaki rumuzların fıstık ağaçlarını simgeleyip simgelemediğinin belirlenmesi, fıstık ağaçlarının taşınmazı kapsama durumu, sayısı, dağılımı, aşılı olup olmadığı ve yaşlarının belirlenmesi ve dayanılan tapu kayıtlarının uygulanmasıyla oluşacak sonuca göre karar verilmesi’’ gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile, ... ilçesi ... mahallesinde bulunan taşınmazlardan, 603 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline, 636 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine, taşınmazın tespit gibi ... adına tapuya tesciline, 604 parselin bilirkişi raporunda (A1) ile gösterilen 665,49 m2"lik bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, bu parselin geriye kalan 41.184,51 m2’lik bölümünün ... adına tapuya tesciline, 635 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen 1725,00 m2’lik bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, bu parselin geriye kalan 18.500,00 m2’lik bölümünün ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastro ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında başlayıp, 19.05.1970 tarihinde ilân edilerek, eldeki dava nedeniyle çekişmeli taşınmazlar yönünden kesinleşmeyen orman kadastrosu ile daha sonra 1997-1998 yılları arasında yapılan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına, özellikle keşif sonucu uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafı, memleket haritası ve orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada davalılar adına tesciline karar verilen 636 parselin tamamı, 604 parselin (A1) ile gösterilen 665,49 m2’lik bölümü dışında kalan 41.184,51 m2"lik bölümü, 635 parselin (C) harfiyle gösterilen 1725 m2"lik bölümü dışında kalan 18.500,00 m2"lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 05/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.