20. Hukuk Dairesi 2015/2710 E. , 2015/1853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ihbar olunan ............. ve davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
......... İli, ........ İlçesi, .......... Köyü 102 ada 1, 103 ada 1 ve 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar orman vasfıyla ............. adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği vekili 09.10.2012 havale tarihli dilekçeleri ile; orman vasfıyla tespit ve tescili yapılan taşınmazların kadimden beri köy merası olduğunu iddia ederek tespitlerinin iptali ile köy merası olarak mera özel siciline tesciline karar verilmesi talebiyle Orman Yönetimi aleyhine dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının iptali ile Fen bilirkişisi ..........."ın 28/10/2013 tarihinde bilirkişi raporuna ekli krokide çekişmeli 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 880140,43 m², çekişmeli 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (L) harfi ile gösterilen 3585300,10 m² ve çekişmeli 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (M) harfi ile gösterilen 12110,04 m² ile (O) harfi ile gösterilen 192446,63 m² olmak üzere toplam 204556,67 m²"lik yüzölçümüne sahip bölümlerinin kullanım hakkı davacı ... tüzel kişiliğine ait olmak üzere mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına, taşınmazların kalan kısımlarının tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve ihbar olunan ............. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 25.05.2010 günü kesinleşmiş ve çekişmeli taşınmazlar orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların tamamının orman olmadığı, kadastro tespiti sırasında orman olarak tespit gören yerin içerisinde köy merasına ait alanların da yer aldığı, dava konusu taşınmazların orman olarak tespiti halinde davacı ... tüzel kişiliğinin hiç bir merasının kalmadığı kabul edilerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de, iptal edilen bölümler orman niteliği ile ............. adına tapuda kayıtlı olup, dava yalnızca Orman Yönetimine karşı açılmış, mahkemece tensip tutanağı ile .............nin davaya dahil edilmesine karar verilerek dava dilekçesi .............ye tebliğ edilmiş, yargılamanın 07.11.2013 günlü 4. celsesinde davacı vekilinin, her ne kadar .............ye dahili davalı dilekçesi gönderilmiş ise de, taleplerinin .............ye davayı ihbar etmek olduğu ve .............nin dahili davalı olarak davaya katılmasına dair ara karardan vazgeçilmesi yönündeki talebi üzerine mahkemece talebin kabulü ile .............ye ihbar olunan sıfatıyla dava dilekçesinin tebliğine dair ara karar kurulmuştur. Ormanların mülkiyeti .............ye, kullanım hakkı Orman Yönetimine aittir. Dava konusu orman parsellerinin bir kısmına ait tapunun iptaline karar verildiğine göre .............nin de davalı sıfatıyla davada yer alması gerekir. Bu nedenle, husumetin .............ye de yaygınlaştırılarak davada yer almasının sağlanması, delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Ayrıca, yapılan keşif sonrasında fen bilirkişi tarafından düzenlenen 28.10.2013 tarihli rapor ile orman bilirkişi tarafından düzenlenen 25.10.2013 tarihli raporda dava konusu 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan ve sayılmayan bölümlerinin birbirinden farklı şekilde gösterildiği, dava konusu 103 ada 1 ve 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan ve sayılmayan bölümlerinin yüzölçümü toplamının, taşınmazların kadastro tesbiti ile belirlenen yüzölçümüyle uyumlu olmadığı görülmüştür. Mahkemece, bu çelişkiler de giderilmeden hüküm kurulması yerinde olmadığı gibi orman bilirkişi raporunda taşınmazların %5 ila 40 arasında değişen eğime sahip olduğu, üzerlerinde kısmen yaşları 20-50 arasında değişen dağınık veya 0.1 kapalılık oluşturan meşe ağaçları ve kısmen orman refakat florası, muşir bitkiler ile toprak kesitinde emval çürüntüsü ile humus artıklarına rastlandığı, 1958 tarihli memleket haritasında taşınmazların gerek kısmen yeşil ile gösterilen orman alanına girmeleri ve kısmen de yüksek eğim nedeniyle maruz kaldıkları şiddetli oyuntu erozyonu dikkate alındığında orman olarak mütalaa edilmeleri gerektiğini bildirmiş ancak 1958 tarihli memleket haritasının yapımında kullanılan hava fotoğraflarında taşınmazların niteliğinin ne şekilde görüldüğü araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; doğru sonuca varılabilmesi için, ............. ve Orman Yönetiminin zorunlu dava arkadaşı olduğu eldeki davada ............. davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra davanın esasına girilerek keşifte uygulandığı bildirilen 1958 tarihli memleket haritasının yapımında kullanılan hava fotoğrafı ve topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru, bir ziraat yüksek mühendisi ile yerel bilirkişiler ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazların ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ile hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi aracılığıyla taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, özellikle uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de, dava tapu iptal ve tescil davası olup dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı olduğuna göre, davacının davasının kabul edilmesi durumunda davanın kabul edilen kısmı için tapu kaydının iptaline, bu kısımların mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kadastro tutanaklarının iptaline, kalan kısımlarının ise tespit gibi tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi ve ihbar olunan .............nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 23/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.