Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kök murisleri Mahmutoğlu Şaban"ın adına kayıtlı 11 parsel sayılı taşınmazı mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı Şaban"a satış göstermek suretiyle temlik ettiğini ileri sürüp, davalı adına olan kaydın 1/2 sinin iptali ile mirasçılar adına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece" iştirak halinde mülkiyetin söz konusu olup, dava dışı ortağın bulunduğu, davaya katılmayan mirasçının olurunun olması yada miras şirketine atanacak temliki aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, miras bırakanın 30.12.1998 tarihinde kayden maliki olduğu 11 parsel sayılı taınmazını, davalı O..."ın kayınbiraderi davalı Ş... B..."a satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacılar anılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; miras bırakanın çekişme konusu 11 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu Osman"ın kayınbiraderi davalı Ş..."a satış suretiyle temlik ettiği, murisin satmaya ihtiyacının olmadığı, değerler arasında aşırı farkın bulunduğu, murisin ölene kadar çekişme konusu taşınmazdan faydalandığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkemece, davalı O...bakımından husumet yokluğunda davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; anılan olgu ve bulgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın davalı Ş..."a yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.